Dünya Sosyalist Web Sitesi ve Taban Komitelerinin Uluslararası İşçi İttifakı (TK-Uİİ) tarafından 24 Ekim’de düzenlenen “Pandemi Nasıl Sona Erecek” başlıklı internet seminerinde David North’un yaptığı açılış konuşmasını aşağıda yayımlıyoruz. North, WSWS Uluslararası Yayın Kurulu’nun ve ABD’deki Sosyalist Eşitlik Partisi’nin başkanıdır.
Bu uluslararası internet seminerine dünyanın dört bir yanından katılan izleyicilere hoş geldiniz demek istiyorum. Seminerin amacı etkinliğin başlığında açıkça belirtiliyor: “Pandemi Nasıl Sona Erecek.” Etkinlik, Dünya Sosyalist Web Sitesi ve Taban Komitelerinin Uluslararası İşçi İttifakı tarafından düzenleniyor. Ben David North. WSWS Uluslararası Yayın Kurulu’nun ve ABD’deki Sosyalist Eşitlik Partisi’nin başkanıyım. Etkinliğin moderatörlüğünü yapacağım. Pratisyen hekim Dr. Benjamin Mateus bu konuda bana eşlik edecek. Kendisi pandemi yayını konusunda WSWS ile sıkı bir işbirliği içinde çalışıyor. Dünya Sosyalist Web Sitesi, konuyla ilgili ilk yazısını 24 Ocak 2020’de yayımlamasından bu yana, pandemi üzerine 4.000’den fazla makale yayımladı. Bu makalelerin 240 tanesini bizzat Dr. Mateus yazdı.
Pandeminin ilk günlerinden itibaren, yani dünya çapında haftalık ölümlerin hâlâ tek haneli rakamlarla ölçüldüğü bir dönemde ve COVID henüz herkesçe bilinen bir kelime olmadan önce WSWS, pandeminin –acil ve koordineli bir küresel müdahaleyle engellenmediği takdirde– insan hayatı üzerinden yıkıcı bir bedel ödeteceği uyarısında bulunuyordu. Kristal bir küremiz yoktu. Doğrusu, haberciliğimiz ve analizimiz, epidemiyoloji uzmanları ve ilgili alanlarda çalışan bilim insanları tarafından yürütülen bilimsel araştırma sonuçlarının dikkatli bir şekilde incelenmesine dayanıyordu. WSWS’nin çalışmalarını yakından takip ettiği kişiler arasında bugünkü panelin birkaç katılımcısı da var.
WSWS’nin pandemi haberlerinin Ocak 2020’ye kadar uzandığına dikkat çekmemizin nedeni övünmek değildir. Amacımız; hükümetlerden ve medyadan yayılan yalanlar dalgasının belki de en zararlısı olan bu pandeminin sonuçlarının önceden tahmin edilemeyeceği, kimsenin bunun geleceğini bilmediği, bir kez başlayınca da onu durdurmak için ne yapılması gerektiğinin bilinmediği şeklindeki yalanları çürütmektir. Gerçek şu ki, feci bir pandemi tehlikesi son yirmi yılda acil uyarılara konu olmuştur. Dahası, pandemi başladığında, halk sağlığı alanında aktif olan epidemiyoloji uzmanları ve diğer bilim insanları, onu hızla kontrol altına almak için ne yapılması gerektiği konusunda çok net bir anlayışa sahipti. Bugünkü panelde, alarm zillerini çalanlar arasında bulunan ve büyük bir can kaybını önlemek için gereken önlemleri tespit eden bilim insanları yer alıyor.
Hükümetlerin bilim insanlarını dinlemeyi kasıtlı olarak reddetmesi nedeniyle dünya hâlihazırda korkunç bir bedel ödemiş durumda.
Pandemide ikinci yılın sonuna yaklaşırken şu anda neredeyiz?
Pandeminin ilk yılının sonunda, yani 31 Aralık 2020 itibarıyla, resmi küresel ölüm sayısı 1.950.000 kişinin biraz altındaydı.
2021’in sona ermesine iki aydan fazla bir süre kala, dün itibarıyla, toplam resmi ölü sayısı 4.958.947 idi.
Medyanın günlük iddialarının aksine, pandemi yavaş yavaş yok olmuyor ve COVID-19 soğuk algınlığına benzer bir şeye dönüşmüyor. 24 Ağustos 2021’de, bundan sadece iki ay önce, WSWS pandemi üzerine uluslararası bir web semineri düzenledi. O zamandan beri, küresel olarak toplam vaka sayısı 213 milyondan 244 milyona yükseldi. Resmi ölü sayısı yarım milyondan fazla arttı.
Yalnızca en fazla ölü sayısına sahip ülkeleri sayacak olursak; dünyanın en zengin ve teknolojik olarak en gelişmiş kapitalist ülkesi olan Amerika Birleşik Devletleri, COVID-19 kayıplarında dünyada başı çekiyor. Resmi ölü sayısı 756.205. Cinayete meyilli bir manyak olan Bolsonaro liderliğindeki Brezilya’da 605.569 kişi öldü. Hindistan’da ölü sayısı 459.301. Meksika 286.259 yurttaşını kaybetti. Peru’da ölü sayısı 200 bin. Şu anda başka bir yıkıcı dalganın pençesinde olan Rusya’da, ölü sayısı 229.528. Birleşik Krallık’ta, ülkenin başbakanı, “Bırakın binlerce ceset yığılsın” demişti. Şu anda Birleşik Krallık’ta ölü sayısı 139.461. Boris Johnson dileğinin gerçekleştiğini görüyor. İran’da ölü sayısı 125.052.
Ama bu rakamlar, pandemi kıyımının faturasının tam kapsamını ve dehşetini yansıtmıyor. Kimsenin sosyalist eğilimlerle suçlayamayacağı bir yayın olan The Economist, “Pandeminin gerçek ölü sayısı” başlıklı bir makale yayımlayarak şunları belirtiyor:
COVID-19'un neden olduğu resmi ölüm sayısı şu anda 4,9 milyon olsa da, en iyi tahminimiz gerçek ölü sayısının 16,5 milyon kişi olduğudur. Gerçek değerin 10,2 milyon ile 19,2 milyon ek ölüm arasında olma olasılığının %95 olduğunu bulduk.
Bir savaşın insani bedelini belirleyen rakamlara sadece ölüler değil, yaralılar da dahildir. COVID-19’un insani bedeli sadece ölüleri değil, hastalıktan etkilenen herkesi ve özellikle de “Uzun COVID” olarak bilinen, enfeksiyonun devam eden etkisinden mustarip “uzun taşıyıcılar”ı içermektedir. Hastalığa yıllarca katlanacak olanlar için COVID çocuk felcine (polyo) korkunç bir benzerlik göstermektedir.
Geçtiğimiz ay boyunca, Amerika Birleşik Devletleri’nde her gün yaklaşık 1.700 kişi öldü. Günlük ölü sayısı artık bildirilmiyor. Ünlü söz, “Bir kişinin ölümü trajedidir; bir milyon ölüm ise istatistiktir” ifadesi doğrulanıyor. Devam eden bu felaket gerçeği karşısında, COVID’den yalnızca bir “pandemi” olarak değil, bir toplumsal “soykırım” biçimi olarak bahsetmek hangi noktada gerekli hale gelmektedir?
Pandemide üçüncü yılın başlangıcına yaklaşıyoruz. Bu internet semineri, pandeminin sona erdirilmesi gerektiği önermesine adanmıştır. Bu hedefe ulaşmak için aşağıdakileri anlamak gerekmektedir:
- COVID-19’a neden olan virüs olan SARS-CoV-2’nin hedefi bireyler değil, tüm toplumlardır. Virüsün bulaşma şekli, kitlesel enfeksiyon elde etmeye yöneliktir. SARS-CoV-2 biyolojik olarak milyarlarca insanı etkileyecek ve bunu yaparken de milyonlarca insani öldürecek şekilde evrimleşmiştir.
- Bu nedenle, tek etkili strateji, virüsün her kıtada, her bölgede ve her ülkede ortadan kaldırılmasını amaçlayan, küresel olarak koordine edilen bir mücadeleye dayanmaktadır. Bu pandemiye etkili bir ulusal çözüm bulunmamaktadır. İnsanlık –her ırktan, etnik kökenden ve milliyetten insanlar– geniş bir kolektif ve gerçekten özverili küresel gayretle bu meydan okumayla yüzleşmeli ve onun üstesinden gelmelidir.
- Pandeminin başlamasından bu yana hemen hemen tüm hükümetler tarafından izlenen politikalar reddedilmelidir. Sosyal politikanın tartışılmaz önceliği olması gereken şeyin –insan yaşamının korunmasının– şirket kârları ve özel servet birikimi çıkarlarına tabi kılınmasının devam etmesine izin verilemez.
- Pandemiyi küresel olarak ortadan kaldırmayı hedefleyen bir stratejiye kesin bir geçiş yapma girişimi, milyonlarca insanın toplumsal olarak bilinçli bir hareketinden gelmelidir.
- Bu küresel hareket, bilimsel araştırmalara dayanmalıdır. Birçoğu geçim kaynaklarına ve hatta yaşamlarına yönelik tehdit altında çalışan bilim insanlarına yönelik zulme son verilmelidir. Virüsün küresel olarak ortadan kaldırılması, işçi sınıfı –toplumun büyük kitlesi– ile bilim camiası arasında en sıkı çalışma ittifakını gerektirir.
Hükümetler bilim insanlarını dinlemeyecek ama emekçiler dinleyecektir. Bugün, uzmanlardan oluşan konuklarımız, Uzun COVID, hava yoluyla bulaşma ve damlacıklar, aşı etkinliği ve bağışıklık artırıcı dozlar, COVID’in çocuklar üzerindeki etkisi, okulların viral bulaşmada oynadığı rol, pandemi ile iklim değişikliği arasındaki bağlantılar gibi konularda halkın sahip olması gereken kritik bilgileri sunacak ve virüsün halkı kırıp geçirmesine izin veren “sürü bağışıklığı” mitini çürütecekler. En önemlisi de, uygulanması halinde SARS-CoV-2’nin küresel olarak ortadan kaldırılmasına ve pandeminin fiilen sona ermesine yol açabilecek ve dünya çapında milyonlarca hayat kurtarabilecek bilimsel bir stratejinin ana hatlarını çizeceğiz.
Materyaller ilgi çekici. Ön tartışmalarımızda, Benjamin ve ben panelistleri ne söylenmesi gerekiyorsa söylemeye, pandemiyi anlamak için gerekli olan kavramları ve pandemiyi sona erdirmek için yapılması gerekenleri sunmaya ve açıklamaya davet ettik.