SEP (ABD) 2022 Kongre Kararı

COVID-19 pandemisi ve sosyalizm mücadelesi

Bu karar, Sosyalist Eşitlik Partisi’nin (ABD) 31 Temmuz - 5 Ağustos 2022 tarihleri arasında düzenlenen Yedinci Ulusal Kongre’sinde oybirliğiyle kabul edildi.

1. COVID-19 pandemisi üçüncü yılına girdi ve hiçbir hafifleme belirtisi göstermiyor. Çin hariç neredeyse tüm hükümetler, geçtiğimiz Kasım ayında yüksek derecede bulaşıcı ve bağışıklığa dirençli Omicron varyantının ortaya çıkmasından bu yana, pandemiyi sona erdirmeye çalışmak bir yana, ABD’de Biden yönetiminin öncülük ettiği bir politika ile tüm azaltma önlemlerini terk etti. Trump yönetiminin 2020’de öncülük ettiği, virüsün kontrolsüz bir şekilde yayılmasına kasten izin verme şeklindeki öldürücü “sürü bağışıklığı” stratejisi, neredeyse her ülkenin politikası haline geldi.

2. Omicron BA.5 alt varyantı şu anda tüm dünyada baskın durumda ve gerçek bulaşma oranları, geçen kış Omicron BA.1 dalgası sırasında ulaşılan tüm zamanların zirvelerine yakın veya daha yüksektir. Milyarlarca insan BA.5 ile enfekte oluyor ve yeniden enfekte oluyor. Portekiz, Yunanistan, Fransa ve diğer ülkelerde COVID-19 ölümleri bir kez daha arttı. WSWS bir yıldan uzun bir süredir, kitlesel enfeksiyon politikasının virüse mutasyona uğrayıp daha tehlikeli türlere evrilebileceği milyarlarca konakçı sağladığı konusunda uyarıda bulunuyor. Omicron’un ve tüm alt varyantlarının evrimi bu uyarının doğruluğunu teyit etmektedir. BA.5’in küresel olarak baskın hale gelmesinden birkaç gün sonra, bilim insanları yeni bir Omicron alt varyantı olan BA.2.75’in hızla birçok ülkeye yayıldığı konusunda alarm vermeye başladılar.

3. Son iki buçuk yılın trajik deneyimi, pandemiyi sona erdirme mücadelesinin kapitalizme karşı ve sosyalizm uğruna mücadeleye bağlı ve ondan ayrılmaz olduğunu göstermiştir. Bu, uluslararası işçi sınıfının, bilime ve bu büyük toplumsal suçtan sorumlu güçlere ilişkin bir siyasi-tarihsel kavrayışa dayanan kitlesel bir hareketinin inşasını gerektirmektedir. Sosyalist Eşitlik Partisi (ABD) ve onun Dördüncü Enternasyonal’in Uluslararası Komitesi’ndeki (DEUK) kardeş partileri, bu mücadeleye önderlik etmeye devam etmelidir. Emperyalist savaşa karşı, toplumsal eşitlik ve demokratik hakların savunulması için mücadelenin yanı sıra, küresel ortadan kaldırma (eliminasyon) uğruna mücadele bugün her ülkedeki sınıf mücadelesinin merkezi bileşenlerinden biridir.

İki yıllık kitlesel enfeksiyonun sonuçları

4. COVID-19 pandemisi, viroloji biliminin henüz emekleme aşamasında olduğu bir asır önceki 1918 grip (influenza) pandemisinden bu yana yaşanan en kötü halk sağlığı krizidir. Temmuz 2022’nin ortalarına gelindiğinde, pandeminin başlangıcından bu yana resmi ölü sayısı ABD’de 1 milyonun üzerinde, dünya genelinde ise yaklaşık 6,4 milyondu. Fazladan ölümlere ilişkin tahminler, pandeminin doğrudan veya dolaylı olarak öldürdüğü insan sayısının ABD’de 1,2 milyonun üzerinde ve dünya çapında 21,5 milyon olduğunu gösteriyor. Sadece iki buçuk yıl içinde pandemiden kaynaklanan toplam ölümler, I. Dünya Savaşı’nın (1914-1918) dört yılında meydana gelen yaklaşık 20 milyon asker ve sivil ölümü sayısına ulaşmıştır.

5. Pandemi sırasında milyonlarca insanın önlenebilir ölümünün yarattığı muazzam trajedinin dışında, pandemi tam olarak ölçülmesi imkansız olan uzun süreli etkileri olan bir “kitlesel sakat bırakma olayıdır.” Çok sayıda çalışma, COVID-19 hastalarının kabaca yüzde 10-30’unun, vücuttaki neredeyse her organı etkileyebilen ve çok çeşitli semptomlara neden olabilen Uzun COVID geliştirmeye devam ettiğini göstermektedir. En yaygın görülen semptomlardan bazıları aşırı yorgunluk, bilişsel işlev bozukluğu, kronik ağrı, tat veya koku kaybı, nefes darlığı ve kalp atış hızında artış olup, bunların tümü hastaların yaşam kalitesi üzerinde derin sonuçlar doğurmaktadır.

6. Uzun COVID’e yakalanma olasılığı her yeniden enfeksiyonda daha da artmakta ve aşılama ile sadece biraz azalmaktadır. Haziran ayında ABD hükümeti, yaklaşık 20 milyon Amerikalı yetişkinin Uzun COVID’den muzdarip olduğunu resmen kabul etti; bu rakam her yeni enfeksiyon ve yeniden enfeksiyon dalgasıyla artmaya devam edecek. Küresel ölçekte düşünüldüğünde, şu anda dünya çapında 400 milyondan fazla insanın Uzun COVID’den muzdarip olduğu ve bunun için uygun bir tedavinin bulunmadığı tahmin edilmektedir.

7. Koronavirüs enfeksiyonu ayrıca kalp krizi, felç, bir dizi nörolojik bozukluk, böbrek hastalığı, diyabet, bağışıklık düzensizliği ve yaşamı değiştiren veya ölümcül olan başka yan etkilerle bağlantılıdır. Kitlesel ölüm ve güçten düşmenin bileşik etkileri, pandeminin başlangıcından bu yana ABD’de ortalama yaşam süresini 2 yıldan fazla azaltmıştır. Dünya çapında ortalama yaşam süresi 1,6 yıl düşerek, II. Dünya Savaşı’nın sonundan bu yana ilk küresel gerilemeyi yaşamıştır. Ezekiel Emanuel gibi öjeni yandaşları tarafından uzun süredir savunulan bu muazzam toplumsal gerileme, egemen sınıfın baskın kesimleri tarafından emeklilik yükümlülüklerini ve diğer sosyal refah harcamalarını azaltmak için olumlu bir gelişme olarak görülmektedir.

Dünya tarihinde tetikleyici bir olay

8. WSWS ve DEUK’un pandemi konusundaki sicili benzersizdir ve Marksist hareket açısından bir zaferdir. Ocak 2020’den bu yana, uluslararası işçi sınıfını büyüyen küresel felakete karşı sürekli uyaran ve SARS-CoV-2’yi dünya çapında ortadan kaldıracak politikaları savunan 5.000’den fazla makale yayımladık. DEUK, başından beri, pandeminin sadece tıbbi bir mesele değil, esas olarak daha kapsamlı dünya kapitalist krizinden kaynaklanan siyasi, toplumsal ve ekonomik bir kriz olduğunda ısrar etti. Pandemiye verilecek yanıt, önceden var olan toplumsal koşullar tarafından belirlenecekti. ABD’de, onlarca yıldır bitmek bilmeyen savaş, mali asalaklık, sanayisizleştirme, sendikaların korporatist yozlaşması, demokratik hakların içinin boşaltılması ve Donald Trump’ın başkanlığında somutlaşan aşırı sağcı politikaların geliştirilmesi, 2020’nin başlangıcındaki belirleyici güçlerdi.

9. DEUK, Mart 2020’de pandemiyi ilk kez, I. Dünya Savaşı’nın ve ardından Rus Devrimi’nin patlak vermesine yol açan, Avusturya Arşidükü Franz Ferdinand suikastına benzer bir “tetikleyici olay” olarak nitelendirdi. Suikastta olduğu gibi, pandemi de dünya kapitalizminin zaten çok ilerlemiş olan krizini derinden şiddetlendirmiş ve hem savaşa hem de devrime giden süreçleri hızlandırmıştı. İki yıl sonra, ABD-NATO’nun Rusya’ya karşı savaşının patlak vermesi ve uluslararası işçi sınıfının giderek militanlaşan mücadelelerinin büyümesiyle birlikte, tetik çekilmiş oldu.

10. SEP’in (ABD) 2020 Kongre Kararı, Temmuz 2020’ye kadar pandeminin ilk aylarını titizlikle belgelemektedir; bu noktada CARES Yasası adlı kurtarma paketi kabul edilmiş ve acımasız işe dönüş kampanyasının bir parçası olarak kapanma önlemleri kaldırılmıştı. Aşılar daha üretilmeden önce yaptığımız öngörülü bir uyarıda, pandemiyi durduracak sihirli bir değnek olmadığını açıkça belirtmiştik:

“Pandemi kontrol altına alınana dek ne kadar zaman geçecek?” Bu, milyarlarca insan tarafından sorulan bir sorudur. Olağan yanıt, pandeminin etkin bir aşı geliştirilene kadar devam edeceği şeklindedir. Bu kaderci cevap, COVID-19 krizinin neredeyse tamamen tıbbi bir sorun olduğu varsayımına dayanmaktadır. Atlanan nokta, pandemiye karşı mücadelenin toplumsal ve siyasi boyutlarıdır. Nasıl ki I. Dünya Savaşı’na son vermek için işçi sınıfının ayaklanması gerekmişse, bu hastalığa etkin bir toplumsal yanıtın koşullarını yaratmak için de işçi sınıfının kapitalizme karşı mücadele içinde sınıf bilinçli müdahalesi gereklidir. Yakın gelecekte bir aşı geliştirilse ve bu aşı uzun vadeli bir bağışıklık sağlasa bile (ki bu kesin değildir), aşının dağıtımı şirketlerin kâr çıkarlarına ve büyük kapitalist devletlerin jeostratejik çatışmalarına tabi olacaktır. Dahası, pandeminin kontrol altına alınması, toplumsal ve ekonomik krizi sona erdirmeyecektir. I. Dünya Savaşı sonrasında olduğu gibi, pandemi, derin yara izleri bırakacak ve uzun ömürlü sonuçlara neden olacaktır. Salgından önce var olan ve zaten kötü olan koşullara dönüş söz konusu olmayacaktır. Ekonomik, toplumsal ve siyasi kriz, pandemi eliyle yaratılan koşullar temelinde gelişecektir. Sınıf mücadelesinin kapsamı ve yoğunluğu, azalmak şöyle dursun, artacaktır.

11. Bu kararda öngörüldüğü gibi, Temmuz-Eylül 2020’de, Trump yönetiminin okulları yeniden açma kampanyasına karşı bir muhalefet patlamasına tanık olundu ve ülke çapında 100’den fazla grev ve protesto patlak verdi. DEUK’un yardımıyla, eğitim emekçileri, otomotiv işçileri, Amazon işçileri ve işçi sınıfının diğer kesimleri, pandemiye karşı mücadele etmek üzere taban komiteleri kurmak için dünya çapında öne çıktılar.

12. Biden’ın 2020 seçim kampanyasının temel dayanaklarından biri, “bilimi takip edeceği” ve koronavirüsün yayılmasını durdurmak için politikalar uygulayacağı yalanıydı. Seçildikten sonra, kapanma önlemlerini reddetti, bu tür önlemleri savunduğu için Dr. Michael Osterholm’u görevden aldı ve uzaktan eğitimin hâlâ uygulamada olduğu tüm okulları yeniden açma sözü verdi. Göreve başladıktan sonra Biden, bu politikayı acımasızca uygulamak için öğretmen sendikalarıyla yakın işbirliği içinde çalıştı. 13 Mayıs 2021’de Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri’nin yeni müdürü Dr. Rochelle Walensky, aşılanmış Amerikalıların maskelerini çıkarabileceklerini ilan etti. Bu, tüm maske takma zorunluluklarının kaldırılmasının önünü açtı ve feci Delta varyantı dalgasına zemin hazırladı. İki ay sonra Biden, Delta’nın ülkeyi kasıp kavurmaya başladığı sırada, virüsten “bağımsızlığını” ilan etti. Bu konuşmadan bu yana 420.000’den fazla Amerikalı COVID-19 nedeniyle hayatını kaybetti.

13. Ağustos 2021, pandemide ve DEUK’un müdahalesinde önemli bir dönüm noktasıydı. ABD’de okulların tamamen yeniden açılması, zaten devasa boyutta olan Delta dalgasını daha da büyüttü. Demokratik Parti yönetimindeki bölgelerde, maske takma zorunlulukları ve sınırlı test programları ile salgını azaltıcı bir yaklaşım benimsenirken, Cumhuriyetçi Parti yönetimindeki bölgeler virüsün kontrolsüz yayılmasına izin verdi. Her iki durumda da bulaşma yaygındı.

14. WSWS, 20 Ağustos 2021’de, pandemiye yönelik üç strateji arasındaki bilimsel ve siyasi ayrımları net bir şekilde açıklayan kritik önemde bir açıklama yayımladı: sürü bağışıklığı, azaltma ve eliminasyon-eradikasyon. Bu açıklamanın merkezi önemi, azaltma stratejisinin reformist karakterini ve işçilerin ve bilim insanlarının aşağıdaki pasajda özetlenen devrimci eliminasyon-eradikasyon stratejisini benimseme ihtiyacını açıklığa kavuşturmasıydı:

Kapitalist politika için reformizm ne ise, epidemiyoloji için azaltma odur. Tıpkı reformistlerin kademeli ve parça parça reformların zaman içinde kâr sisteminin kötülüklerini azaltacağı ve iyileştireceği umudunu beslemesi gibi, azaltma yanlıları da COVID-19’un nihayetinde soğuk algınlığından daha zararlı olmayan bir şeye dönüşeceği yanılgısını besliyor. Bu, pandemi biliminden tamamen kopuk bir boş hayaldir.

Gerçekte, virüs yayıldığı sürece, tüm insanlığı tehdit eden yeni, daha bulaşıcı, ölümcül ve aşıya dirençli varyantlara dönüşmeye devam edecek. Dünya ölçeğinde ortadan kaldırılmadığı sürece, COVID-19’un közleri yanmaya devam edecek ve virüsün yeniden alevlenmesinin koşullarını yaratacaktır.

15. Bu uyarı sadece üç ay sonra, son derece bulaşıcı ve aşıya dirençli Omicron varyantının ortaya çıkmasıyla tamamen doğrulandı. Resmi politikada, görünüşte “liberal” hükümetler sürü bağışıklığı stratejisini benimsedikçe, azaltmaya yönelik tüm iddialar bir kenara bırakıldı.

16. 22 Ağustos ve 25 Ekim 2021 tarihlerinde, WSWS ve Taban Komitelerinin Uluslararası İşçi İttifakı (TK-Uİİ), SARS-CoV-2’nin küresel ölçekte ortadan kaldırılması için mücadele eden önde gelen bilim insanları ve işçilerle pandemi hakkında iki başarılı web seminerine ev sahipliği yaptı ve bu seminerler dünya çapında 100’den fazla ülkeden binlerce kişi tarafından izlendi. Bu süre zarfında TK-Uİİ, uluslararası alanda çok çeşitli sektörlerde genişledi ve Britanyalı veli Lisa Diaz tarafından başlatılan bir dizi küresel okul grevinin düzenlenmesine yardımcı oldu. DEUK’u bilim insanlarından ayırmak için, #MeToo kampanyasındaki duruşumuza yönelik saldırılar da dahil olmak üzere çeşitli girişimlerde bulunuldu ancak o zamandan beri en ilkeli bilim insanlarıyla olan bağlarımızı daha da derinleştirdik.

17. Partinin bu kritik noktada pandemiye karşı verdiği mücadele, Omicron varyantına ilişkin haberlerin çıkmasından sadece dört gün önce, 21 Kasım 2021’de COVID-19 Pandemisine Yönelik Küresel İşçi Soruşturması’nın başlatılmasıyla sonuçlandı. WSWS’nin Soruşturma’yı duyuran açıklamasında şu ifadeler yer almaktadır:

Pandemi, tarihi boyutlarda bir olaydır. Yirmi birinci yüzyılın seyri üzerindeki etkisinin, iki dünya savaşının yirminci yüzyıldaki etkisi kadar geniş kapsamlı olduğu kanıtlanabilir. Bu nedenle pandeminin kökenleri, nedenleri ve sonuçları iyice araştırılmalı ve anlaşılmalıdır. Bu felaket ne bir “takdir-i ilahi” ne de bir Çin laboratuvarındaki kötü niyetli bir komplonun sonucudur. Pandeminin hikâyesi hükümetler ve şirket medyası tarafından yalanların içine gizlendi ve bu yalanları kararlı bir şekilde reddetmenin zamanı geldi.

SARS-CoV-2’nin ilk tespit edilmesinden bu yana milyonlarca insanın önlenebilir ölümünden sorumlu olan politikaları haklı çıkarmak için uygulanan örtbas, tahrifat ve yanlış bilgi sarmalını kırmak için bu Soruşturma gereklidir. Soruşturma, insan yaşamına yönelik, toplumsal olarak zararlı, hatta suç oluşturan kayıtsızlığa ilişkin çok sayıda kanıtı toplayacak ve kamuoyuna sunacaktır.

18. Soruşturma hâlihazırda önemli ilerlemeler katetmiştir. Çin’deki Sıfır COVID stratejisi, havadan bulaşma, maske takma politikaları, Uzun COVID, viral bulaşmada okulların rolü, COVID-19’un çocuklar üzerindeki etkisi ve daha birçok konuda bilim insanları ve COVID karşıtı aktivistlerin ifadeleri alındı. Uzmanlar ABD, Kanada, Brezilya, Birleşik Krallık, İsveç, Almanya, Avustralya, Yeni Zelanda, Sri Lanka ve Hindistan’da hükümetlerin ve şirketlerin suç oluşturan politikaları konusunda tanıklık yaptı. Otomotiv işçileri, eğitim emekçileri, sağlık çalışanları, müzisyenler dahil olmak üzere çeşitli sektörlerde çalışan işçilerle görüştük. Soruşturma derinleşiyor ve ilk bulgularını bu yıl içinde sunacak.

19. Biden yönetiminin Omicron varyantına verdiği yanıt korkunç olmuştur. ABD’de daha önce yürürlükte olan her türlü halk sağlığı önlemi –test, temaslı takibi, izolasyon ve karantina kuralları, maske takma zorunlulukları, veri takibi ve daha fazlası– büyük ölçüde veya tamamen ortadan kaldırılmıştır. Ocak-Şubat 2022’de, ABD genelinde bir düzineden fazla büyük şehirde öğrenciler ve eğitim emekçileri, Omicron dalgası sırasında okulların yeniden açılmasına karşı bir direniş dalgası başlatırken, Biden yönetimi Rusya’nın Ukrayna’yı istilasını kışkırttı. Medyanın ilgisinin tamamen savaşa yönelmesiyle birlikte, tüm azaltma önlemlerinin kaldırılmasına yönelik iki parti destekli kampanya tırmanışa geçti. Pandemi yapay olarak “endemik” ilan edildi ve soğuk algınlığından daha zararlı olmadığı söylendi. Resmi olarak 1 milyon ölüm kilometre taşının geçilmesi bile, hükümet binalarında bayrakların yarıya indirilmesi talimatı veren göstermelik bir yazılı açıklama yayımlayan Biden’dan tek bir konuşma veya politika önerisi getiremedi.

20. Mart ayı sonlarında başlayan BA.2 ve BA.2.12.1 alt varyantlarının zaten feci olan yükselişini artıran Omicron BA.5’in yayılmasını durdurmak için Beyaz Saray veya herhangi bir eyalet yönetimi tarafından hiçbir şey yapılmayacaktır. Bu sonbaharda 100 milyondan fazla vakanın görülmesi öngörülür ve fonlar tamamen kesilirken, Biden yönetimi Moderna ve Pfizer’den 100 milyon bivalan aşı tedarik ederek “sadece aşı” yaklaşımını sürdürüyor ki bu da muhtemelen bu sonbaharda baskın olan varyanta karşı nüfusun sadece üçte birine sınırlı bir koruma sağlayacaktır.

21. Önce Trump, şimdi de Biden yönetiminde pandemiye felaket getiren bir yanıt verilmesi, Amerikan kapitalizminin çürümüşlüğünün bir tezahürüdür. Dünyanın en zengin ve teknolojik olarak en gelişmiş ülkesi olan Amerika Birleşik Devletleri’nin pandemiye akılcı ve bilimsel bir şekilde yanıt verememesi, kapitalist sisteme yönelik muazzam bir teşhir ve cevaplanamaz bir suçlama niteliğindedir. Pandemi süresince Amerikalı milyarderler 1,7 trilyon doların üzerinde para kazanarak kolektif servetlerini yüzde 58 gibi şaşırtıcı bir oranda arttırdılar. CARES Yasası ile başlatılan para basma operasyonu, küresel tedarik zincirlerinde meydana gelen ve enflasyonist krizi besleyen kırılmasıyla kesişti. Ukrayna’da savaşın başlamasından beri kontrolden çıkan bu kriz, işçilerin yaşam standartlarını ciddi ölçüde geriletti. Marx’ın ünlü sözü pandemi sırasında yeni bir anlam kazandı:

Şu halde, bir kutuptaki zenginlik birikimi, aynı zamanda, öteki kutuptaki, yani kendi emeğinin ürününü sermaye olarak üreten sınıfın yer aldığı karşı kutuptaki sefalet, acı, kölelik, cehalet, vahşileşme ve manevi bozulmanın birikimidir. [1]

22. Pandemiye karşı tek devrimci sosyalist yanıt, DEUK’tan gelmiştir. Küresel eliminasyon uğruna tutarlı bir şekilde geliştirilen mücadelemiz, hareketimizi diğer tüm siyasi parti ve örgütlerden ayırmaktadır. Dünyadaki tüm sahte sol eğilimler, pandemiye verdikleri ya da vermedikleri yanıtlarla derin bir itibar kaybına uğramıştır. Onlar, dünynaın her yerinde, ya sessiz kaldılar, ya çeşitli dünya hükümetleri tarafından uygulanan öldürücü “sürü bağışıklığı” politikalarına destek verdiler ya da işçileri kapitalist siyasi partilere tabi kılarken zaman zaman bu politikalara karşı çıkıyormuş gibi yaptılar. Onların pandemi konusundaki tutumları, bu küçük burjuva parti ve örgütlerin yöneldikleri kapitalist siyasetteki daha geniş sağa kayışın bir ifadesidir.

Maymun çiçeği, iklim değişikliği ve ilerideki pandemiler

23. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ve ulusal sağlık kurumları, COVID-19 pandemisine verdikleri feci yanıtın ardından, endemik olmayan 70’ten fazla ülkede 20.000’den fazla insanı hızla enfekte eden ve fiilen ilan edilmemiş paralel bir pandemiye dönüşen, benzeri görülmemiş küresel maymun çiçeği salgınına karşı bir kez daha etkili bir yanıt vermediler. Maymun çiçeğinin önümüzdeki aylarda geniş çapta yayılması gibi büyük bir tehlike söz konusudur ve yapılan modellemeler, daha kayda değer bir müdahale yapılmadığı takdirde Eylül ayı sonuna kadar dünya genelinde 1 milyondan fazla vakanın görülebileceğini göstermektedir. Hastalar dört haftaya kadar bulaşıcı olabilmektedir ve bu süre boyunca izolasyonda kalmalıdır ancak dünya kapitalizmi COVID-19 pandemisi sırasında beş günlük izolasyona bile tahammül edemeyeceğini açıkça ortaya koymuştur.

24. Bilim insanlarının 1970’lerden bu yana uyardığı üzere, iklim değişikliğinin yıkıcı etkileri de her geçen yıl derinleşiyor. Bugüne kadarki en vahim rapor olan 2022 Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli (IPCC) raporu, iklim değişikliğinin hâlihazırda “ekosistemler, insanlar, yerleşim yerleri ve altyapı üzerinde yaygın ve her zaman hissedilen etkilere” ve “karasal, tatlı su, kıyı ve açık okyanus deniz ekosistemlerinde önemli hasarlara ve giderek geri dönüşü olmayan kayıplara” neden olduğunu belirtmektedir. Rapor, tahminen 3,3 ila 3,6 milyar insanın “iklim değişikliğine karşı oldukça hassas koşullarda yaşadığını” belirtmektedir. 2050 yılına kadar, şu anda kıyı şehirlerinin alçak bölgelerinde yaşayan 1 milyardan fazla insan sellerden kaynaklanan artan tehditlerle karşı karşıya kalacaktır. 21. yüzyılın sonunda, dünya nüfusunun yüzde 50 ila 75’i dayanılmaz sıcaklık ve nem nedeniyle “yaşamı tehdit eden iklim koşulları”na tanık olabilir.

25. Pandemide olduğu gibi, iklim değişikliğinin feci etkileri ve dünya hükümetlerinin bu varoluşsal krizi ele almayı reddetmesi, dünya çapında işçi ve gençlik kitlelerini radikalleştirmiştir. Eylül 2019’da 4 milyondan fazla insan, her kıtadan 161 ülkede 5.800’den fazla noktada düzenlenen küresel iklim grevine katıldı.

26. İklim değişikliğinin zoonotik yayılma olayları üzerindeki etkisini modelleyen yakın tarihli önemli bir çalışma, önümüzdeki on yıllarda daha önce temas halinde olmayan türler arasında yaklaşık 300.000 “ilk karşılaşma” yaşanacağını ortaya koymuştur. Virüslerin türler arası yayılımı 15.000 kez gerçekleşecek ve bunların 4.000’den fazlası sadece memeliler arasında olacak. Çalışma, sonuçta kaç virüsün insanlarda hastalığa neden olacağını öngörmüyor ancak söz konusu potansiyel önemli. COVID-19 pandemisine verilen yanıt, egemen sınıfın politikasının gelecekteki herhangi bir pandeminin yayılmasına izin vermek olduğunu açıkça ortaya koymaktadır.

Sosyalist Eşitlik Partisi’nin pandemiye karşı mücadeledeki görevleri

27. SEP’in (ABD) pandemiye ilişkin temel görevleri geçtiğimiz yıl içinde netleşmiştir. İnsanlığın önündeki iki alternatif; ya bitmek bilmeyen kitlesel enfeksiyon, güçten düşme ve ölüm ya da kapitalizmin devrimci yoldan yıkılması ve SARS-CoV-2’nin insandan insana bulaşmasını sona erdirmek için küresel bir ortadan kaldırma (eliminasyon) politikasının uygulanmasıdır. Eliminasyon stratejisi, yaygın aşılama, test, izolasyon ve temaslı takibi dahil olmak üzere virüsle mücadele önlemleri cephaneliğindeki her silahın evrensel olarak kullanılmasını, okulların ve hayati olmayan üretimin geçici olarak durdurulmasını, işçilere tam gelir sağlanmasını ve küçük işletmelerin desteklenmesini gerektirmektedir. Sıfır COVID denilen eliminasyon stratejisine yönelik halk desteğinin yetkililerin salgınları defalarca bastırmasına olanak sağladığı Çin’deki deneyim, pratikte hem eliminasyonun mümkün olduğunu hem de dünya çapında yaygınlaştırılması gerektiğini göstermektedir.

28. COVID-19 pandemisine, diğer bulaşıcı hastalıklara ve iklim değişikliğine devrimci sosyalist yanıt, ancak uluslararası işçi sınıfının dünya sosyalizmi uğruna mücadele eden kitlesel bir hareketinin inşası yoluyla geliştirilebilir. Bulaşıcı hastalıklardan ve iklim değişikliğinin yıkıcı etkilerinden arınmış bir yaşam, dünya çapında güvence altına alınması gereken bir sosyal haktır. Bu nedenle, SEP (ABD) aşağıdaki kampanyaların ilerletilmesinde öncü rol oynamalıdır:

  • a) Küresel eliminasyon uğruna mücadele. Pandemiyi sona erdirme mücadelesi, işçi sınıfının mücadelelerinin dünya ölçeğinde örgütlenmesini ve koordine edilmesini gerektirmektedir; bu da ancak TK-Uİİ’nin inşası yoluyla gelişecektir. SEP’in (ABD) TK-Uİİ’nin büyümesini teşvik etmedeki temel amaçlarından biri, küresel eliminasyon stratejisini yaygınlaştırmak olmalıdır. Parti ayrıca, küresel eliminasyon stratejisini kabul eden ve bunun için mücadele eden en ilkeli bilim insanları ve COVID karşıtı aktivistlerle yazışmaları ve işbirliğini geliştirmelidir.
  • b) Küresel İşçi Soruşturması’nın genişletilmesi. Soruşturma, pandemi sırasında neler yaşandığı ve bu muazzam toplumsal suçtan kimin sorumlu olduğu konusunda işçileri siyasi olarak eğitmek adına güçlü bir mekanizmadır. SEP (ABD), her sektörden işçilerin deneyimlerini öne çıkarmaya vurgu yaparak soruşturmayı derinleştirmelidir.
  • c) Sosyalist halk sağlığı ve ilaç-sağlık endüstrilerinin uluslararasılaşması için mücadele. Pandemi sırasında, halk sağlığına ve sağlık hizmetleri endüstrisine yönelik on yıllardır süren saldırıda niteliksel bir derinleşme olmuştur. Tedavi ve hayat kurtaran kaynakların adil dağılımını sağlamak için sağlık hizmetleri ve ilaç endüstrileri dünya çapında halkın denetimi alınmalıdır. Sağlık hizmetine erişim, araştırma ve tedavi küreselleştirilmelidir, zira bunlar modern bir toplumda evrensel haklardır. İnsan faaliyetlerinin en kritik alanlarından biri olan halk sağlığı ve sağlık hizmetleri ancak sosyalist bir dünya toplumunun inşası yoluyla geliştirilebilir. Sosyalizm altında, gezegendeki her insan için beklenen yaşam süresinde ve yaşam kalitesinde büyük bir artış olacaktır.
  • d) İklim değişikliğini sona erdirmek için mücadele. Sosyalist bir devrim olmadan, iklim değişikliği her yıl daha da kötüleşmeye devam edecek, milyarlarca yaşamı ve gezegenin yaşanabilirliğini tehdit edecektir. İşçi sınıfı tarafından demokratik olarak kontrol edilen, bilimsel olarak planlanmış bir sosyalist ekonomi, iklim değişikliğini hızla sona erdirebilir ve tersine çevirebilir.

Dipnotlar

[1] Kapital I. Cilt, Karl Marx, (İstanbul: Yordam Kitap, 2017), s. 624, çev: Mehmet Selik ve Nail Satlıgan.

Loading