Cumartesi günü Sozialistische Gleichheitspartei (SGP, Sosyalist Eşitlik Partisi) Berlin’deki Potsdamer Platz’da 300’den fazla kişinin katıldığı güçlü bir savaş karşıtı miting düzenledi. Bu, SGP’nin Berlin Eyalet Temsilciler Meclisi için yürüttüğü seçim kampanyasının ana mitingiydi. Parti seçim kampanyasını savaşa ve sosyal harcama kesintilerine karşı sosyalist bir program temelinde yürütüyor.
Mitinge gösterilen güçlü katılım, partinin savaşa ve kemer sıkmaya karşı yaygın muhalefete bir ses olduğunu ve bunu sosyalist bir perspektifle donatmak için mücadele ettiğini gösteriyor. SGP, egemen sınıfın Ukrayna’daki savaşına ve nükleer silahlarla yürütülecek bir üçüncü dünya savaşı tehlikesine karşı çıkan tek partidir.
Dünya Sosyalist Web Sitesi’nin Almanca sayfasının genel yayın yönetmeni Johannes Stern, giriş konuşmasında, savaşa ve Alman hükümetine karşı aynı yerde mücadele çağrısında bulunan devrimci sosyalist Karl Liebknecht’i andı:
Birinci Dünya Savaşı’nın kitlesel ölümlerinin ortasında gerçekleşen bu gösteri, güçlü bir savaş karşıtı hareketin inşasında önemli bir adım oldu. Bu hareket Rusya’da 1917 Ekim Devrimi ve bir yıl sonra da Almanya’da savaşa son veren Kasım Devrimi ile doruğa ulaştı. Bizim mitingimiz de bu geleneğin bir parçasıdır.
SGP Başkanı Christoph Vandreier daha sonra federal hükümetin savaş politikasını ve Sahra Wagenknecht gibi milliyetçi demagogların gerici politikalarını sert bir dille kınadı. Vandreier, “Savaş ancak dünyanın dört bir yanındaki işçiler kendi ülkelerindeki savaş çığırtkanlarına karşı birlikte mücadele ederse durdurulabilir” dedi. “Liebknecht’in o gün söylediği gibi, biz de bugün söylüyoruz: Asıl düşman içeride! Alman emperyalizmi, Alman savaş partisi, Alman gizli diplomasisi!”
Vandreier aynı zamanda burjuva medyasının yalana dayalı savaş propagandasını reddetti. Almanya ve Batı’nın savaşı tırmanmasından ilk zarar görenlerin Ukrayna halkının kendisi olduğunu açıkladı. “Tahminlere göre,” dedi, “100.000’den fazla Ukraynalı şimdiden hayatını kaybetti. Savaş tankları gönderme kararı bu sayıyı azaltmıyor, aksine daha da arttırıyor!”
Vandreier şöyle devam etti: “NATO’nun Ukrayna’nın Kırım’ı yeniden fethine bağlılığı, Rusya’ya karşı yıkıcı bir nükleer savaşın kasıtlı olarak kabul edilmesinden başka bir anlama gelmemektedir.”
Birinci ve İkinci Dünya Savaşlarında olduğu gibi, savaşın kapitalist elitlerin çıkarları doğrultusunda yürütüldüğünü ifade etti.
Vandreier açıklamaya şöyle devam etti:
DAX (Alman borsası) şirketleri rekor kârlar elde eder ve milyonerlerin sayısı artmaya devam ederken, on binlerce işçi işlerinden atılıyor! Kreşler, okullar ve hastanelerin bütçeleri korkunç yeniden silahlanmayı finanse etmek için kesiliyor.
Sosyal Demokratların ve Yeşillerin savaş çığırtkanlığının Sol Parti tarafından desteklendiğini vurgulayan Vandreier, bu partinin baş adayı Klaus Lederer’in Ukrayna ordusuna silah sevkiyatı yapılmasını talep ettiğini ve gerçek bir militarist gibi bunu eleştiren herkesi “Putin’le açık suç ortaklığı” yapmakla itham etti.
SGP’nin ve Dördüncü Enternasyonal’in Uluslararası Komitesi’ndeki kardeş partilerinin gençlik ve öğrenci hareketi olan Toplumsal Eşitlik için Uluslararası Gençlik ve Öğrenciler (IYSSE) adına konuşan Gregor Link, gençliğin ve genç işçilerin dünyanın dört bir yanında yaşadıkları siyasi deneyimleri özetledi.
Savaş, sosyal harcamalarda kesinti, çevresel yıkım ve diktatörlük gibi kapitalist kötülüklere son vermek için gençlerin işçi sınıfı mücadelelerinde yer almaları ve devrimci sosyalist partinin inşasında öncü bir rol oynamaları gerektiğini vurguladı. Bu da, rolleri gençleri kapitalist sisteme bağlamak olan tüm sözde sol eğilimlerden kopmayı gerektiriyordu.
SGP’nin uluslararası perspektifi, uluslararası kardeş partilerinden gelen ve mitingde okunan çeşitli selamlama mesajlarıyla vurgulandı. ABD’deki Sosyalist Eşitlik Partisi’nin ulusal sekreteri Joseph Kishore, ABD emperyalizminin on yıllardır sürdürdüğü savaş politikasını Ukrayna’da devam ettirdiğini, bugün Rusya’ya boyun eğdirmeye ve Çin’e karşı savaş açmaya odaklandığını belirtti.
Rus sosyalistlerin selamlama mesajında, devrilmekle tehdit edilen Putin rejiminin nükleer silahlara başvurabileceği uyarısında bulunuldu ve Rusya’daki işçi sınıfının da savaşa karşı mücadeleyi desteklediği kaydedildi.
Fransız ve Britanya partilerinin tebrik mesajları, Macron ve Sunak hükümetlerinin savaş ve kemer sıkma politikalarına karşı milyonlarca işçiyi kapsayan kitlesel grevlerin gelişmekte olduğunu bildirdi.
Tüm konuşmacıların vurguladığı gibi, Almanya’da da hızla gelişmekte olan bu muhalefet, savaşı durdurmanın ve üçüncü bir dünya savaşını önlemenin temelidir.
SGP’nin kurucu üyesi ve uzun süredir lideri olan Ulrich Rippert, işçi sınıfının dünya çapında büyüyen mücadelelerine atıfta bulunarak, savaşa ve kemer sıkmaya karşı mücadelenin “sendikaların deli gömleğini yırtmayı” ve işçileri uluslararası düzeyde birleştirmesi gerektirdiği sonucuna vardı.
Rippert , SGP mitinginin bir protesto gösterisi olduğunu vurguladı:
Siyasette ve medyada savaş komplosuna tutarlı bir şekilde karşı çıkan, uyum sağlamayan ve sindirilmeyen bir parti var. Partimiz, işçi sınıfını uluslararası ve sosyalist bir program temelinde harekete geçirerek üçüncü dünya savaşı ve nükleer felaket tehlikesine karşı çıkmaktadır.
Rippert, insanlık tarihinin en büyük suçlarına yol açan Hitler’in iktidara gelmesinden doksan yıl sonra, Lev Troçki’nin Stalinizme karşı verdiği mücadelenin derslerinin son derece büyük bir siyasi öneme sahip olduğunu söyledi:
Sosyalizm geçmiş değil, gelecektir! Ve bu gelecek, burada toplanan ve SGP’nin seçim kampanyasını izleyenlerin ne yapacağına bağlıdır. Bugün üçüncü bir dünya savaşı ancak işçi sınıfını uluslararası düzeyde birleştiren yeni bir kitlesel sosyalist parti inşa edilirse önlenebilir.