Bu konuşma, Sosyalist Eşitlik Partisi (Avustralya) Ulusal Komite üyesi Oscar Grenfell tarafından 2023 Uluslararası Çevrimiçi 1 Mayıs Toplantısı’nda yapılmıştır. Tüm konuşmaları izlemek için wsws.org/mayday adresini ziyaret edebilirsiniz.
Emperyalist savaş dürtüsü, büyük bir toplumsal krizle birlikte tüm dünyayı sarsıyor. İstisnai bir ülke bulunmuyor. Avustralya ve Yeni Zelanda gibi ülkelerin geçmişteki tasvirleri çürütülüyor: Bunlar yurt dışındaki fırtınalı olaylara karşı sakin ve hatta huzurlu alternatifler değiller. Her yerde savaş ve sınıf mücadelesi meseleleri ön plana çıkıyor.
Avustralya, ABD’nin Çin’e karşı savaş hazırlıklarının en ön saflarında yer alıyor. Geçtiğimiz ay İşçi Partisi hükümetinin ülkenin nükleer enerjiyle çalışan bir denizaltı filosu edineceğini açıklamasıyla bu durum teyit edilmiş oldu.
Denizaltı anlaşmasının “Çin’in saldırganlığına karşı savunma” ile hiçbir ilgisi yoktur. Bunun yerine, “denizdeki süper avcılar” olarak adlandırılan denizaltılar, Çin’in kıyı şeridindeki saldırgan operasyonlarda kilit bir rol oynayacaklar. Bu denizaltılar, Çin ile ABD’nin Hint-Pasifik bölgesinde emperyalist hegemonyasını sağlamayı amaçlayan topyekûn bir savaşa hazırlanmak için satın alınmaktadır.
Britanya, Avustralya ve ABD arasındaki AUKUS adlı militarist pakt, bu planların merkezinde yer almaktadır. Bu, savaş kışkırtıcılığı ve askeri hazırlıkların kumanda merkezidir. Avustralya sadece nükleer güçle çalışan denizaltılar edinmekle kalmıyor. Aynı zamanda hipersonik füzeler, deniz mayınları, insansız hava araçları ve gelişmiş füze sistemleri de alacak. ABD uçakları ve saldırı denizaltıları, savaş gemileriyle birlikte yarı kalıcı olarak Avustralya’da konuşlandırılacak ve ülkenin adeta devasa bir ABD uçak gemisine dönüşümü tamamlanacak.
Bu programın olası sonuçları Mart ayında Sydney Morning Herald ve The Age tarafından yayımlanan bir dizi makalede dile getirildi. Red Alert [Kırmızı Alarm] yazı dizisi, tamamı Avustralya hükümeti ya da ABD tarafından finanse edilen düşünce kuruluşlarıyla bağlantılı beş “uzman”ın ifadelerine dayanıyordu.
Bu savaş kışkırtıcısı propaganda, Avustralya’nın üç yıl içinde Çin ile bir savaşa hazırlanması gerektiğini ilan ediyor. Buna göre, “tabularla” yüzleşilmesi, halkın “psikolojisinin” değiştirilmesi gerekli, deniyor. Sıradan insanlar Avustralya’nın kuzeyine ABD nükleer silahlarının yerleştirilmesini ve kitleler halinde zorla askere alınmalarını kabul etmek zorunda kalacaklar. Bu yazı dizisi, Çin’e karşı nükleer savaş çağrısından başka bir şey değildir.
Oysa işçiler ve gençler savaş istemiyor. Avustralya işçi sınıfı içinde savaşa ve zorunlu askerliğe karşı köklü bir muhalefet geçmişi var ve hükümet de bunun farkında. On yılı aşkın bir süredir, Çin ile savaş hazırlıkları halktan büyük ölçüde gizli yürütülmektedir. Partimizin, Avustralya’nın Çin ile feci bir çatışma yönündeki planlara merkezi olarak dahil edildiğine dair uyarıları, üst orta sınıf sahte sol örgütler tarafından alaya alınıyordu.
Fakat şimdi, AUKUS ve denizaltı anlaşması ile savaş planları giderek daha fazla açığa çıkıyor. Ve bunlar büyük bir şok ve muhalefete neden oldu. Anketler Avustralya halkının yüzde 75’inin AUKUS’a karşı olduğunu gösteriyor.
Bu ülkede İşçi Partisi hükümeti tarafından öncülük edilen savaşa dönüş, işçi sınıfına karşı bir savaşla el ele gitmektedir. İşçi Partisi, denizaltıların masraflarının sağlık, yaşlı bakımı ve diğer hayati sosyal hizmetlerde yapılacak kesintilerle karşılanması gerektiğini daha şimdiden açıkça ortaya koymuştur. Yapılacak kesintilerin boyutu, denizaltıların fiyat etiketinden anlaşılmaktadır: 368 milyar dolar. Bu, ülkedeki kişi başına neredeyse 15.000 dolara tekabül etmektedir.
İşçiler şimdiden son on yılların en kötü hayat pahalılığı kriziyle karşı karşıyadır. Geçtiğimiz yıl işçiler, ücretlerin on yıllardır sabit kalması ya da düşmesinin ardından ortalama yüzde 4,5’lik bir reel ücret kesintisine uğradılar.
Gençler için durum daha da vahimdir. Bu yılın başlarında gençler arasında yapılan bir anket, 2022 yılında Avustralya’daki gençlerin yüzde 90’ının mali zorluklar yaşadığını ortaya koymuştur. Ankete katılanların yüzde 45’i geçen yıl bir noktada işsizlik yaşamıştır. Yoksulluk nedeniyle genç Avustralyalıların yüzde 68’i düşündüklerinden daha az yemek yiyor, yüzde 67’si sağlıklı ve besleyici yiyecekler yiyemiyor, yüzde 66’sı aç olduğu halde yemek yemiyor. Yüzde 51’i bir gün boyunca yemek yemeden durmak zorunda kalmıştır.
Tüm dünyada olduğu gibi konut maliyetleri daha önce görülmemiş seviyelere ulaşmış durumda. İpoteği olan ev sahiplerinin en az dörtte biri hâlihazırda barınma sorunu nedeniyle stres içindeyken, bu rakam kiracılar için daha da yüksek. Gençler yaşayacak güvenli bir yer bulmakta giderek daha çok sorun yaşıyor.
Sosyal kriz tahammül edilemez boyuttadır. Bu durum daha şimdiden Avustralya’da hemşireleri, öğretmenler ve demiryolu işçilerini kapsayan işçilerin büyük mücadelelerine yol açmıştır. Bu hareketlerin her biri, hükümetlerin ve büyük şirketlerin polis gücü olan korporatist sendika bürokrasisiyle karşı karşıya gelmiştir.
İşçi Partisi, Liberal-Ulusal Koalisyon ve tüm düzen partilerine karşı yaygın bir düşmanlık var. Ve giderek büyüyen bir kapitalizm karşıtlığı söz konusu.
İşçi sınıfının yükselen bu hareketi, hem hükümetin kemer sıkma politikalarına hem de savaşa ve onun kaynağı olan kapitalist sisteme karşı mücadelenin temelini oluşturmaktadır. AUKUS’a ve buna eşlik eden işçilerin sosyal koşullarına yönelik saldırıya karşı mücadele etmenin tek yolu, dünyanın dört bir yanındaki işçileri birleştirecek uluslararası bir savaş karşıtı hareket inşa etmektir. Avustralya’da ve uluslararası ölçekte IYSSE, SEP ve dünya Troçkist hareketi tarafından uğruna mücadele edilen perspektif budur.