Elektrikli araçlara geçişin iş kıyımına yol açmasına izin vermeyin!

Otomotiv sektöründeki iş kıyımına karşı nasıl mücadele edileceğini tartışmak üzere uluslararası otomotiv işçileri taban komitesi Pazar günü çevrimiçi bir toplantı düzenledi.

Stellantis Detroit Montaj Kompleksi - Jefferson’da çalışan işçiler [Photo by Stellantis]

ABD ve Kanada’da 170.000 otomotiv işçisinin toplu sözleşmeleri sona ererken, acil bir uyarı yapılması gerekiyor: Hazırlanan şey bir sözleşme değil, Kuzey Amerika’daki yüz binlerce ve dünya genelindeki milyonlarca otomotiv işçisinin ölüm fermanıdır. Buna karşı çıkmak için işçiler tüm gerçekleri bilmeli ki işlerini ve yaşam standartlarını savunacak bir strateji geliştirebilsinler.

Çoğu işçi elektrikli araçlara geçişi duydu ancak çok azı bunun sonuçlarını anlamış durumda. UAW sendikası bürokrasisi “adil geçiş” hakkında belli belirsiz konuşuyor ancak üyelerden acı gerçeği saklıyor: Sektör raporlarına ve uzmanların araştırmalarına göre, yüzyılda bir görülen türdeki bu geçiş, önümüzdeki beş ila 10 yıl içinde ABD’deki tüm otomotiv işlerinin yarısını veya yarısından fazlasını ortadan kaldırma tehdidinde bulunuyor.

Şirketler, kapatılacak fabrikaların listesini çoktan hazırladılar. Çoğu işçinin haberi bile yok ama hedef tahtasına konmuş durumdalar.

UAW Başkanı Shawn Fain, 28 Ağustos’ta Kentucky’deki Louisville Montaj Fabrikası’nda verdiği bir demeçte, “kendilerini neyin beklediği bilinmeyen” pek çok fabrika olduğunu itiraf etti. Birçok fabrikanın “güvenli olmayan, istikrarsız bir geleceğe sahip olduğunu” söyledi. Ancak işleri güvence altına alma planları hakkındaki bir soruyu yanıtlamayarak “bunu pazarlıkta güvence altına alacağız” demekle yetindi.

Üç Büyüklerden (Ford, General Motors, Stellantis) yedek parça fabrikalarına kadar otomotiv işçileri şunu bilmek istiyor: Hangi fabrikaların kapatılması planlanıyor? İşimizi elimizden almak için çoktan bir karar verildi mi?

İşçiler, mücadeleye hazırlanmak için küresel otomotiv sektörünün geleceğine ilişkin gerçekleri kavramalıdır.

Otomotiv sektörünün yaklaşan dönüşümü

2040 yılına gelindiğinde, küresel araç üretimi pazarının yarısından fazlasının elektrikli araçlardan oluşacağı öngörülmektedir. Dünya elektrikli araç satışları 2020’de 3 milyon iken, sadece iki yıl sonra, 2022’de neredeyse dört kat artarak 10 milyonun üzerine çıkmıştır. Uluslararası Enerji Ajansı, 2030 yılına kadar küresel satışların üç kattan fazla artarak 35 milyonun üzerine çıkacağını öngörüyor. ABD’de 2020 yılında 300.000 olan yıllık elektrikli araç satışlarının 2023 yılında 1,7 milyona çıkacağı tahmin ediliyor.

Dünya elektrikli araç satışları, 2010-2022 [Photo: International Energy Agency]

Şirketlerin istediği olursa, bu değişim içten yanmalı motorlu (ICE) otomobil ve araç üreten işçiler pahasına olacaktır. Elektrikli araçlar içten yanmalı motorlu araçlara kıyasla çok daha az iş gücü gerektirdiğinden, şirket yönetimleri bu geçişi ABD ve Kanada’da yüz binlerce, dünya genelinde ise milyonlarca kişinin işine son vererek gerçekleştirmeyi planlamaktadır.

Eski Ford CEO’su Jim Hackett 2017 yılında “elektrikli araçların, otomotiv fabrikalarının yarı boyutta, yarı sermaye yatırımı gerektiren ve araç başına yüzde 30 daha az çalışma saati olan bir son montaj alanına sahip olabileceği anlamına geleceğini” söyledi. Mevcut CEO Jim Farley ise bu yılın başlarında “Bazı yerlerde kesinlikle çok fazla insanımız var, buna hiç şüphe yok,” dedi.

Reuters’e göre, “Volkswagen’in üst düzey işçi temsilcisi Bernd Osterloh, elektrikli araçların güç aktarma aksamlarının, içten yanmalı motorlu modellere kıyasla bileşenlerin yalnızca altıda birine sahip olduğunu söyledi.” Reuters, Osterloh’a atıfta bulunarak, “Bir batarya fabrikası, bir motor fabrikasına kıyasla işgücünün yalnızca beşte birini gerektiriyor,” diye yazdı.

Avrupa Otomotiv Tedarikçileri Birliği’nin 2021 raporuna göre, 2040 yılına kadar Almanya’da 121.000, İtalya’da 74.000, İspanya’da 72.000 ve Romanya’da 56.000 olmak üzere sadece Avrupa’da 500.000 otomotiv işçisi işini kaybedecek. Danışmanlık grubu Ifo Ekonomik Araştırma Enstitüsü, 2030 yılına kadar Almanya’da 215.000 iş kaybı olacağını ve bunun da ülkedeki otomotiv işçilerinin yüzde 40’ına tekabül edeceğini öngörüyor. Analiz firması Arthur D. Little Japan, 2050 yılına kadar 84.000 işçinin işten çıkarılacağını öngörürken, Güney Koreli Hyundai şirketinin üst düzey bir sendika yetkilisi de ülkedeki tüm otomotiv işçilerinin yüzde 70’inin yakında işlerini kaybedeceğini tahmin ediyor.

Bunun ABD üzerindeki etkisi yıkıcı olacaktır. ABD merkezli Otomotiv Araştırmaları Merkezi’nin Teknoloji Direktörü Brett Smith şunları söyledi: “Sektör daha önce hiç görmediğimiz bir geçiş sürecinden geçiyor. Bu arabaları daha az insanın üretmesi, bu arabaların parçalarını daha az insanın üretmesi ve bunun bazı otomotiv topluluklarında zorluklar yaratması oldukça güçlü bir ihtimal.”

“Daha az” demek yetersiz kalır. İster Üç Büyük şirkette çalışsın ister UAW üyesi olsun, çok sayıda ABD’li otomotiv işçisi yakın gelecekte işlerini kaybetme riskiyle karşı karşıyadır.

Tahminler kötüden daha kötüye doğru değişiyor. Ekonomik Politika Enstitüsü tarafından yapılan “iyimser” bir çalışma, önümüzdeki yedi yıl içinde sadece ABD’de 33.000 montaj ve 41.000 parça işi dahil olmak üzere 75.000 otomotiv işinin ortadan kalkabileceğini söylüyor.

2030 yılına kadar elektrikli araçlarla ilgili ABD istihdam kayıplarına ilişkin 2021 tahmini [Photo: Economic Policy Institute]

Ancak elektrikli araç üretimi yüzde 30 daha az iş saati gerektiriyorsa ve bir batarya üretmek için, bir motor üretmek için gereken işçi sayısının yalnızca yüzde 20’si gerekiyorsa, ABD’deki işten çıkarmaların önümüzdeki yıllarda 500.000’e yaklaşması muhtemeldir. Her iki durumda da, toplu işten çıkarmalar elektrikli araç fabrikalarındaki işler için dibe doğru bir yarış ortamı yaratacaktır. İşsizlikteki artış sadece otomotiv sektöründe değil, tüm ekonomide ücretler üzerinde aşağı yönlü bir baskı yaratacaktır ki bu da tam olarak Amerikan egemen sınıfının hedefidir.

Dahası, Üç Büyükler ABD’de ücretlerin ve sosyal hakların çok daha düşük olduğu Tesla gibi yeni elektrikli araç üreticileriyle rekabet etmeye çalıştıkça, istihdam üzerindeki saldırılar işgücü maliyetlerindeki acımasız kesintilerle birleştirilecektir.

İşçiler neden uyarılmadı?

UAW sendikası yıllardır bunun yaklaşmakta olduğunu biliyordu ve şimdi de işlerine ve geçim kaynaklarına yönelik yakın tehlikeyi işçilerden saklıyor.

UAW Araştırma Direktörü Jennifer Kelly 2018’de durumu açıkça ifade etmişti: “Bugün motor ve şanzıman üreten işçiler, elektrikli araçlara geçiş yaptığımızda işlerinden olacaklar. Sadece bu teknolojik geçişte bile önemli bir net iş kaybıyla karşı karşıyayız.”

UAW’nin elektrikli araçlara ilişkin 2020 raporuna göre, güç aktarma aksamları ve motor fabrikalarındakiler işten çıkarılacak ilk işçiler olacak. Raporda şu ifadeler yer alıyor: “Elektrikli araç güç aktarma aksamlarına geçiş, şu anda içten yanmalı motorlar, şanzımanlar, egzoz sistemleri ve yakıt sistemleri üreten işçilerin istihdamı için de bir tehdit oluşturuyor. ... Chevy Bolt’un UBS tarafından yaptırılan bir sökümü, elektrikli araç güç aktarma aksamlarının benzer bir içten yanmalı araç güç aktarma aksamına kıyasla %80 daha az hareketli parçaya sahip olduğunu ve gelişmiş teknoloji ve tasarımın daha fazla elektrikli araç güç aktarma aksamı entegrasyonuna olanak tanıyarak daha da az parça kullanımına yol açacağını ortaya koydu.”

Mayıs 2022 itibarıyla ABD eyaletlerine göre motor ve makine montajcısı istihdamı [Photo: US Bureau of Labor Statistics]

Eğer durum böyleyse, UAW bürokrasisi neden şirketlerin Michigan’daki Romeo motor fabrikası ve Illinois’deki Belvidere Montaj gibi fabrikaları kapatmasına izin verdi?

UAW bürokrasisi fabrikaların kapatılmasına karşı mücadele etmeyeceğini açıkça ortaya koymuştur. Bürokrasi onlarca yıl boyunca fabrikaların kapatılmasına onay verdi ve şimdi sektör genelinde daha fazlası geliyor.

Automotive News, motor ve montaj işçilerinin işlerini kaybetme riski en yüksek kesim olmasına rağmen, birçok kritik parçayı üretenlerin de işten çıkarılacağını yazıyor. Yayın, “Elektrikli araçlar motorlar, invertörler ve diğer bileşenlerden oluşan e-akslar tarafından yönlendiriliyor” açıklamasında bulundu. “E-akslar motorlara kıyasla daha az parçayla dolu olduğundan, elektrikli araçların yükselişi otomotiv endüstrisi piramitlerinin önemini azaltacak ve diğer sektörlerden yeni gelenlerin sektöre giriş engelini kaldıracak.”

Bosch CEO’su 2021’de elektrikli araçlara geçişin dünya çapında bazı parçaları üreten 10 işçiden dokuzunun işini kaybedeceği anlamına gelebileceğini söyledi. Japon iş dünyası haber kaynağı Nikkei’ye göre, Alman otomotiv tedarikçisi Robert Bosch’un CEO’su Volkmar Denner, “Bir motor için yakıt enjeksiyon ünitesi yapmak 10 kişi gerektirirken, bir motor üretmek için tek bir kişi gerekiyor. Volkswagen ve Daimler, elektrikli araçları benimsemelerinin bir parçası olarak fabrika personelini azaltacak,” dedi.

Gerçek şu ki, hiçbir otomotiv işçisinin işi önümüzdeki aylarda ve yıllarda ufukta görünen işten çıkarmalar karşısında güvencede değildir.

Küresel rekabet ve dibe doğru yarış

Siyaset kurumuna göre elektrikli araçlara geçiş, kârları arttırmak ve ABD şirketlerinin Avrupa, Japonya, Güney Kore ve özellikle Çin’deki rakiplerini geride bırakmak için gereklidir.

Financial Times 28 Ağustos’ta uyarıda bulunarak, Çinli elektrikli araç bataryası üreticilerinin “Güney Kore ve Japonya’daki batarya rakiplerinin önüne geçtiği; bunun da ABD ve Avrupa’yı, bulmacanın en önemli ve maliyetli parçası için Çin’e bel bağlamadan elektrikli araç endüstrisini nasıl canlandıracakları konusunda düşünmeye ittiği” belirtildi.

Küresel rakiplerinin altını oyma ve muazzam kârlarını sürdürme dürtüsü, ABD’li otomotiv şirketlerini otomotiv işçilerine yönelik sömürülerini keskin bir şekilde yoğunlaştırmaya itiyor.

Bloomberg’de Temmuz ayında yayımlanan bir habere göre, bu yılki toplu sözleşmede, “Ford, elektrikli araç üretimini 2026 yılı sonuna kadar 15 kat artırarak yılda 2 milyon adede çıkarma yönündeki 50 milyar dolarlık planında esneklikisteyecek. Şirket içi meseleleri tartışırken isimlerinin açıklanmasını istemeyen Ford kaynaklarına göre şirket, ister elektrikle ister geleneksel içten yanmalı motorla çalışsın, işçileri en çok talep gören modelleri üreten fabrikalara taşıyabilmek istiyor. Mevcut sendika sözleşmesinin Ford’un üretimi esnekleştirme kabiliyetini kısıtladığını söylediler.”

Bu da Üç Büyüklerin kademeli ya da geçici çalışmaya son verme niyetinde olmadığı anlamına geliyor. Bunun yerine, tüm otomotiv sektöründe esnek, Uber benzeri, iş güvencesi çok az olan ya da hiç olmayan, şirkete en çok para kazandıran şeye göre şehirden şehre ve fabrikadan fabrikaya taşınmaya tabi bir işgücü oluşturmaya çalışıyorlar.

Savaş hazırlıkları

ABD hükümeti, şirketleri bu dibe doğru yarışta destekledi ve milyarlarca dolarlık karşılıksız kredilerle teşvik etti. Örneğin, Biden yönetimi Ford’a Güney Koreli bir şirket olan SK On ile Güney’de batarya fabrikaları kurması için 9,2 milyar dolar kredi verdi.

Biden yönetimi, 2040 yılına kadar yerli otomobillerin üçte ikisinin elektrikli olmasını gerektiren bir yasa çıkararak ve elektrikli araçlar ve mikroçipler için gerekli olan lityum ve diğer kritik mineralleri üreten şirketlere para vererek “elektrikli araçlara geçişi hızlandırma” konusundaki rolüyle övünüyor. Ekim 2022’de Biden geçişi “kritik derecede önemli” olarak nitelendirdi, çünkü “Şu anda batarya üretiminin %75’i Çin’de yapılıyor.” Biden, Çin’i “haksız sübvansiyonlar ve ticaret uygulamalarıyla ABD üretimini baltalamakla” ve “(batarya) pazarının önemli bir bölümünü” ele geçirmekle suçluyor.

Başkan Biden 2021’de Detroit-Hamtramck’taki GM Factory Zero’da [Photo by General Motors / CC BY-NC 3.0]

ABD hükümeti, elektrikli araçlar için yerli bir tedarik hattı oluşturma ve mikroçip ve yarı iletken üretimi için gerekli kritik minerallere erişimi güvence altına alma çabasını askeri bir gereklilik olarak görmektedir. Böylece askeri teçhizat üretmek ve sanayi üssünü korumak için Çin’e bel bağlamak zorunda kalmayacaktır. Kongre tarafından kabul edilen 2021 Ulusal Savunma Yetkilendirme Yasası, Çin’in nadir toprak elementleri, mikroçipler ve elektrikli araç üretimindeki hakimiyetini zayıflatmayı amaçlıyordu.

Kapitalizm altında, egemen sınıfın dünya pazarlarına hakim olma ve rakiplerini bastırma dürtüsü kaçınılmaz olarak emperyalist savaşa yol açar. Çin’e karşı savaş hazırlıkları ordu-istihbarat aygıtında o kadar ilerlemiş durumda ki, dört yıldızlı Hava Kuvvetleri Generali Michael Minihan Ocak 2023 tarihli bir notunda ABD’nin 2025 yılına kadar Çin ile topyekun bir savaşa gireceğine inandığını söyledi. Nükleer silahlı güçler arasındaki böyle bir savaş muhtemelen insan uygarlığının sonu anlamına gelecektir.

UAW bürokrasisinin rolü ve amacı

UAW bürokrasisi bu kritik kavşağa işçilerin işlerini nasıl savunacağı açısından yaklaşmıyor. Onlar işçilerin aidat paralarından ve şirket yönetimleriyle olan samimi ilişkilerinden elde ettikleri kendi ayrıcalıklarını nasıl savunacaklarına odaklanıyor. UAW’nin, yüzlerce bürokrata altı haneli maaşlar ödemek için kişisel rüşvet fonu olarak kullandığı 1,1 milyar doların üzerinde bir varlığı bulunmaktadır.

UAW Başkanı Shawn Fain (ortada). Arka sıra, soldan UAW başkan yardımcıları Mike Booth, Rich Boyer ve Chuck Browning [Photo: UAW]

UAW, elektrikli araçlara geçişin “adil bir geçiş” olmasını istediğini iddia ediyor ancak bu, özel şirketlerin fabrikaları kapatma, üretimi taşıma ve işçileri yoksullaştırma “hakkını” uygun bulan bir kapitalizm altında mümkün değildir.

Fain şirketlerin bu sözde hakkına karşı çıkmadığı gibi, yeni UAW yönetimi de Belvidere fabrikasının kapatılmasına karşı koymak için hiçbir şey yapmadı. Illinois radyo istasyonu WJBD’nin Nisan ayında yazdığı gibi, “Belvidere fabrikasının kapatılmasının sendika için greve neden olacak bir kırmızı çizgi olup olmadığı sorulduğunda, Fain sendikanın planları hakkında konuşmak istemediğini söyledi.”

Bununla birlikte UAW, işçilerin aidat paralarını almakla ilgileniyor ve birçok durumda şirketler, işgücünü disipline etmeye yardımcı olmak için UAW aygıtını devreye sokmaya istekliler. Örneğin, elektrikli araç bataryası şirketi The Metals Company Eylül 2022’de UAW ile bir tarafsızlık anlaşması imzaladı; UAW bu hamlenin “kritik mineral tedarik zincirini güçlendireceğini ve... ABD’de daha fazla iyi ve sendikalı iş yaratırken elektrikli araç bataryalarının sürdürülebilir üretimi için zemin hazırlayacağını” belirtti.

UAW bürokrasisi ayrıca, Lordstown, Ohio’daki Ultium Cells fabrikasında geçici bir anlaşma yapılması karşılığında, Üç Büyüklerin ortak girişimi olan akü fabrikalarını ulusal sözleşmenin dışında bırakmayı kabul etti. UAW’nin GM-LG Enerji ortak girişimiyle yaptığı “geçici anlaşma”, 2019’da kapatılmadan önce 4.500 işçinin çalıştığı Lordstown Montaj fabrikasındaki ücretlerin çok gerisinde kalan yoksulluk ücretlerini kabul etmekteydi.

GM-LG Ultium Cells’in Lordstown, Ohio’daki batarya fabrikası

Bu hamleler, sendika bürokrasilerinin grevleri önlemek ve verimliliği artırmak için gerekli olduğunu düşünen Biden yönetimi tarafından da teşvik edilmektedir. Hazine Bakanlığı 28 Ağustos’ta “sendikaları güçlendirme politikasının daha geniş ekonomik büyümeyi nasıl destekleyebileceğini” ve nüfusun geniş kesimleri arasında yaşam koşullarının “kötüye gittiğine dair yaygın hissin” üzerine eğilirken “üretkenliğin artmasına” nasıl yol açabileceğini tarif eden bir rapor yayımladı.

Elektrikli araçlara geçiş kimin çıkarına olacak?

Bu gerçeklerden kritik sonuçlar çıkmaktadır. İşçiler, gerçekleşmesine izin verildiği takdirde tüm şehir ve kasabaların içini boşaltacak bir iş kıyımıyla karşı karşıyadır.

Şirketler ve Biden yönetimi, işçilerin zararına kârlarını artırmak için birlikte çalışırken, UAW bürokrasisi şirketlerle işçiler adına değil, yalnızca kendi asalak çıkarlarını güvence altına almak ve yeni aidat parası kaynakları yaratmak için pazarlık yapıyor.

Trump ve onun faşist danışmanı Stephen Miller’a yakın isimler de dahil olmak üzere, elektrikli araçlara geçişe karşı çıkan Cumhuriyetçiler, bu geçişe işçiler üzerindeki olumsuz etkilerinden dolayı değil, şirketlerin kâr elde etme ve işgücünü sömürme “hakkına” yönelik her türlü kısıtlamaya karşı çıktıkları için muhalefet etmektedirler. Şirketlerin bu temsilcileri, iklim değişikliğinin önemini küçümsemektedir. İklim değişikliği, işçi sınıfı üzerinde yıkıcı bir etkiye sahiptir ve işçi sınıfının hazırlıksız bırakıldığı aşırı hava koşulları ve felaket olaylarıyla dünyayı tehdit etmektedir.

Kâr sisteminin acımasız savunucuları olan Trump ve diğer Cumhuriyetçi politikacılar, işçilerin işleri ve refahı konusunda kesinlikle hiçbir endişe duymamaktadır. Aksine, işçi sınıfının işten çıkarmalara karşı duyduğu yaygın öfkeyi yakalamaya ve bu öfkeyi sağcı, milliyetçi bir yöne çekmeye çalışıyorlar.

Kapitalizm altında elektrikli araçlara “adil bir geçiş” söz konusu olamaz. Gerekli olan, otomotiv sektörünün şirketlerin elinden alınarak kamu mülkiyeti ve işçilerin demokratik denetimi altına alınmasıdır. Tabandan gelen otomotiv işçileri, küresel araç üretiminin özel kâr elde etmek için değil, insan ihtiyaçlarını karşılamak için örgütlenmesini sağlamak amacıyla, otomotiv sektörünü yöneticiler ve hissedarlar olmaksızın yönetmelidir. Bu, ulusötesi otomotiv şirketleriyle, yani aynı düşmanlarla karşı karşıya olan dünyanın dört bir yanındaki otomotiv işçilerinin uluslararası birliğini gerektirmektedir.

2019’da Matamoros, Meksika’da grev yapan otomotiv parçaları ve diğer sektör işçileri

İşçilerin karşı karşıya olduğu tüm ölüm kalım meseleleri -yaygın işsizlik tehdidi, kâbus gibi çalışma koşulları, iklimde geri dönülemez hasar, dünya savaşı- kapitalist sistemin küresel krizinin ürünüdür. Bunların hiçbiri ulusal temelde ya da egemen sınıfın zenginlik ve ayrıcalıklarına doğrudan karşı çıkmadan çözülemez. Bu da işçilerin sosyalist ve enternasyonalist bir strateji benimsemesini gerektirmektedir.

Elektrikli araçlara geçişin işçilerin zararına gerçekleşmesine izin verilemez. Bu geçişin tüm dünyada işçilerin yaşam standartlarının ve çalışma koşullarının büyük ölçüde iyileştirilmesi yoluyla gerçekleştirilebilmesi için otomotiv sektöründe toplumsal mülkiyete ve işçilerin demokratik denetimine ihtiyaç vardır.

Kapitalizmde yapay zeka, robotik ve diğer emek tasarrufu sağlayan teknolojilerdeki ilerlemeler işçileri işsizlik kuyruğuna atmak için kullanılmaktadır. Ancak bu teknolojiler işçiler tarafından kontrol edilir ve onların çıkarları doğrultusunda yönlendirilirse, insanlığın üretken kapasitesindeki ilerlemeler işçiler üzerindeki fiziksel yükü azaltmak, haftalık çalışmayı kısaltmak ve herkes için yüksek bir yaşam standardını garanti altına almak için kullanılabilir.

Taban Komitelerinin Uluslararası İşçi İttifakı şu çağrıda bulunmaktadır:

  • Kapatılması planlanan tesislerin listesi derhal açıklansın!
  • Elektrikli araçlara geçiş sürecinde tek bir iş kaybına ya da tek bir fabrikanın kapanmasına hayır!
  • Elektrikli araçların üretimi için daha az işgücü gerekiyorsa, çalışma saatleri azaltılsın ve ücretler artırılsın!
  • Dibe doğru yarışı önlemek için sınırların ötesinde birleşelim!
  • Otomotiv sektörünü demokratik işçi denetimine dayalı kamu mülkiyeti altına alalım!

İşçiler bu talepler için mücadele etmek üzere her fabrikada ve depoda örgütlenmelidir. Bunun için taban komiteleri oluşturun, iş arkadaşlarınızı elektrikli araçlara geçişin ne anlama geldiği ve bunun neden CEO’ların, hissedarların ve varlıklı UAW bürokratlarının değil işçi sınıfının çıkarları doğrultusunda gerçekleştirilmesi gerektiği konusunda eğitin.

Taban Komitelerinin Uluslararası İşçi İttifakı’na katılın!

Loading