Metal işçileri bir satış sözleşmesine karşı bağımsız grev komitelerini kurmalı

Türkiye ekonomisinin başlıca sektörlerinden biri olan metal-otomotiv işkolunda 160 binden fazla işçiyi kapsayan 2023-2025 dönemi grup toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması sonucu Türk Metal ve Birleşik Metal-İş sendikaları, tabandan gelen işçilerin talepleri doğrultusunda grev kararı almak zorunda kaldı. İlan edilen bölünmüş grevler Cuma günü başlayacak.

Dört aydır devam eden görüşmeler, büyük şirketlerin devasa kârlar elde ettiği ancak işçilerin artan hayat pahalılığı karşısında yaşam standartlarının gerilediği ve öfkelerinin patlama noktasına geldiği koşullarda yapıldı.

Türkiye'de 2022 yılında greve çıkan otomotiv işçileri [Photo: sendika.org]

Ücretleri geçtiğimiz yıllarda hükümet, şirketler ve sendikalar arasındaki gerici işbirliği nedeniyle asgari ücret seviyesine kadar gerileyen işçilerin giderek büyüyen muhalefeti, sendikal aygıtı grev kararı almaya zorladı.

Toplu sözleşme görüşmeleri otomotivde Tofaş (Fiat), Renault, Ford, Mercedes ve Man, beyaz eşya ile elektronikte ise Arçelik, Bosch ve Siemens gibi küresel firmaları ve Türkiye’nin en büyük sanayi kuruluşlarını kapsıyor. Şirketleri Türkiye Metal Sanayicileri Sendikası (MESS) temsil ederken, masanın karşısında üç sendika (Türk Metal, Birleşik Metal-İş ve Özçelik-İş) bulunuyor. 

MESS ilk teklif olarak yüzde 35 zam teklif etti. Anlaşma sağlanamaması üzerine Kasım ayında arabulucu sürecine girildi. Bu aşamadan sonra MESS teklifini sırasıyla yüzde 50, sonra yüzde 60’a yükseltti. Bu oranlar 2023’teki resmi enflasyon oranı olan yüzde 65’in bile altındadır. Bağımsız Enflasyon Araştırma Grubu (ENAG) ise son 12 ayda fiyatların yüzde 127,2 oranında arttığını hesapladı.

Geçtiğimiz hafta Türk Metal ve Birleşik Metal-İş sendikalarının grev kararı almasının ardından (bu yazının yazıldığı sırada Özçelik-İş bürokratları henüz göstermelik de olsa bir grev kararı ilan etmemişti) MESS ortalama ücrete toplam yüzde 73 zam anlamına gelen bir teklif daha iletti. Türk Metal toplamda yüzde 119, Birleşik Metal-İş ise yüzde 140,5 zam talep ediyor.

Sendikalar, MESS teklifinin mevcut haliyle kabul edilmesi durumunda işçilerin bağımsız kitlesel eylemlerini kontrol altına alamayacakları konusunda endişeliler. Ocak 2022’de, Mersin’deki Çimsataş fabrikasında çalışan yüzlerce metal işçisi, sendikaların satış anlaşmasına karşı çıkarak fiili bir greve gitmişti. Bu, ülke çapında bir fiili grev dalgasının başlangıcı olmuştu.

İşçilerin çoğunluğunun üyesi olduğu Türk Metal, Bursa’daki Tofaş fabrikası dışında, işçileri yatıştırmak ve iradeleri dışında bir anlaşmaya varmak amacıyla kesin bir tarih vermeden grev kararını ilan etti. Yaklaşık 6.000 işçinin çalıştığı Tofaş fabrikası, 2015 yılında sendikalar ve şirketler arasındaki işbirliğine meydan okuyan metal grevleri dalgasının merkez üslerinden biriydi.

Evrensel gazetesine konuşan bir Ford Otosan işçisi “Aklımıza ilk gelen haftaya sözleşmenin imzalanacağı oldu. Çünkü her sözleşme dönemi böyle bir katakulli çeviriyorlar. Yalandan grev kararı alıyorlar sonra bir gece ansızın sözleşme imzalanmış. Ama bu sene o sene olmayabilir. Bu da biz işçilerin elinde. Haberi aldıktan sonra hepimizin söylediği ikinci şey de ‘artık bir şeyler yapılması gerekiyor’ oldu,” dedi.

Beyaz eşya üreticisi B/S/H şirketinde çalışan bir işçi ise sendikaya tepkisini şu şekilde ifade etti: “MESS, Türk Metal’den cesaret alıyor. Uyduruk eylemleri MESS dikkate alır mı? Bir an önce üretimi etkileyecek eylem kararları alınmalı. Grev kararı alındı ama tarih belli değil. Zaten MESS de grev ertelenir umudunda. Bu koşullarda niye bizim taleplerimizi karşılasın? Hemen üretime dokunan eylemler başlamalı ve grev tarihi belirlenmeli.”

Birleşik Metal-İş sendikası ise ilk grevin 19 Ocak’ta başlayacağını ve 23-24 Ocak’ta ise genişletileceğini açıkladı. Birleşik Metal-İş, 12 bin üyeden sadece 7 bininin ilk grevlere katılacağını belirtti. Sendikanın “kademeli grevler” açıklaması, Amerikan Birleşik Otomotiv İşçileri (UAW) sendikasının büyük otomotiv şirketlerine karşı işçilerin seçtiği kitlesel mücadele yolunu boğan “dik duruş grevleri”ni çağrıştırıyor.  

İşçiler sadece şirketlere ve şirket yanlısı sendikalara karşı değil, aynı zamanda hükümete ve tüm kapitalist sisteme karşı mücadele ettiklerinin farkına varmalıdır. Hem MESS hem de işçi sendikaları olası bir grevin hükümet tarafından yasaklanacağını umuyor.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP), iktidara geldiği 2002 yılından bu yana en az 20 grev erteleme kararnamesi yayımladı ve yaklaşık 200 bin işçinin grevi ertelendi; yani fiilen yasaklandı. Bunlara, 2018 yılında metal sektöründe alınan grev kararlarının yasaklanması da dahildir.

Metal ve otomotiv işçileri sendikaların son dakika satış anlaşmalarına ve hükümetin yasaklarına karşı bir grevi örgütlemek için şimdiden hazırlanmalı ve sendikalardan bağımsız kendi taban komitelerini kurmalıdır. Böyle bir mücadele işyeri ile sınırlı kalmamalı; diğer işyeri ve sektörlerle hatta dünya çapında yükselen sınıf mücadeleleri ile birleştirilmelidir. Taban Komitelerinin Uluslararası İşçi İttifakı (TK-Uİİ) tüm işyerleri, sektörler ve ülkelerdeki işçileri birleştirmek için bir temel oluşturmaktadır.

Türkiye’de hayat pahalılığı karşısında artan işçi eylemlerine son günlerde kamu işçilerinin artan talepleri de eklendi. 2023 enflasyonunun gerçeği yansıtmadığını ve ücretlerine ek zam yapılmasını talep eden kamu işçileri çeşitli sektörlerde eylemlere başladı.

Savunma sanayisinde örgütlü T. Harb-İş sendikası 8 Ocak’ta birçok ilden Ankara’ya sembolik protesto yürüyüşleri düzenledi. Ayrıca Eskişehir’de Hava Bakım Fabrika Müdürlüğü’nde çalışan binlerce işçi işyerini geç terk etme eylemi yaptı ve işyeri çıkışında ıslık ve alkışlarla yaşam koşullarının düzeltilmesini talep etti. Sendika önümüzdeki günlerde grev eylemi içermeyen çeşitli protestolar düzenleyeceğini duyurdu.

Türkiye Raylı Sistem Araçları Sanayi AŞ’nin (Türasaş) birçok ildeki fabrikasında da işçiler yaptıkları eylemlerle ek zam taleplerini dile getiriyor. 9 Ocak’ta Sakarya ve Sivas fabrikalarında çalışan işçiler sesli protesto eylemi yaparken, Eskişehir’deki işçiler fabrikanın önünden şehir merkezine yürüyüş düzenledi.

Eskişehir’de yüzlerce işçi, grev gibi etkili eylemler talebiyle şirket yanlısı sendika aygıtını protesto etti. İşçiler, yürüyüş sırasında hem üyesi oldukları Demiryol-İş’in hem de ülkenin en büyük sendika konfederasyonu olan Türk-İş’in genel başkanı olan Ergün Atalay’ı istifaya çağırdılar.

Türkiye’de artan işçi eylemleri küresel ölçekte gelişen bir hareketin parçasını oluşturuyor. Dünya Sosyalist Web Sitesi’nin 2024 yeni yıl açıklamasında vurgulandığı üzere, geçtiğimiz yıl dünyanın dört bir yanında işçi sınıfının çeşitli kesimleri, hayat pahalılığına ve dayanılmaz yaşam koşullarına karşı grev ve eylemlerle kendilerini ifade ettiler. Buna ABD’deki 145.000 Üç Büyük otomotiv şirketi işçisinin mücadelesi de dahildir.

Metal ve otomotiv işçileri, şirket yanlısı sendikaları ve dayatmaya çalışacakları satış sözleşmelerini reddetmeli, bağımsız grev komitelerini örgütlemeli ve ipleri kendi ellerine almalıdır. Bu komiteler işçilere gerçek bilgi sağlayacak, tüm işçileri birleştirecek ve şirketler, sendika aygıtı ve hükümet arasındaki gerici ittifaka karşı gerçek bir sınıf mücadelesinin geliştirilmesi için temel sağlayacaktır.

Böyle bir taban komiteleri ağı inşa etmek için bizimle iletişime geçin.

Loading