Ukrayna, Rusya ve eski SSCB genelinde faaliyet gösteren sosyalist-Troçkist bir örgüt olan Bolşevik-Leninistlerin Genç Muhafızları’nın (YGBL) 25 yaşındaki lideri Bogdan Syrotiuk, 25 Nisan 2024’te faşizan Zelenskiy rejiminin kötü şöhretli devlet güvenlik servisi SBU tarafından tutuklandı. Bogdan, Ukrayna’nın güneyinde yer alan Mıkolayiv kentindeki yüksek güvenlikli bir hapishanede çok kötü koşullarda tutuluyor.
YGBL’nin siyasi olarak bağlı olduğu dünya Troçkist hareketi Dördüncü Enternasyonal’in Uluslararası Komitesi (DEUK), SBU’nun Bogdan Syrotiuk’a yönelik suçlamalarını sunduğu gerçek belgelere nihayet ulaştı. Tutuklamanın temelini oluşturan bu belgeler, Bogdan’ın iğrenç bir devlet komplosunun kurbanı olduğunu kesinlikle ortaya koymaktadır. SBU tarafından uydurulan iddialar yalanların, bariz uydurmaların ve siyasi saçmalıkların kaba bir bileşimidir.
Dahası, SBU tarafından ibraz edilen belgeler sadece Bogdan’ı hedef almamaktadır. Bunlar, Zelenskiy rejimine karşı tüm sol ve sosyalist muhalefete, özellikle de Dördüncü Enternasyonal’in Uluslararası Komitesi’ne ve onun yayın organı olan Dünya Sosyalist Web Sitesi’ne karşı bir savaş ilanından başka bir şey değildir.
Bogdan Syrotiuk’a yöneltilen ana suçlama, vatana ihanet suçlamasıdır. Bu suçlamanın temeli, Bogdan’ın son iki yıldır “bir Rus propaganda ve enformasyon ajansı olan Dünya Sosyalist Web Sitesi’nin temsilcileri tarafından ısmarlanan yayınların hazırlanmasıyla meşgul olmasıdır” [vurgu sonradan eklenmiştir].
Dünya Sosyalist Web Sitesi, Rusya’nın “Ukrayna’ya karşı aktif enformasyon savaşının” bir aracı olmakla suçlanıyor. İddia şöyle devam ediyor:
[Rusya] sözde “solcu” propagandacıları ve onların enformasyon platformlarını (web siteleri, medya ve sosyal platformlar), uluslararası ortakların Ukrayna’ya verdiği desteği itibarsızlaştırmak, Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik silahlı saldırısını haklı göstermek, Batılı ülkeleri Rusya’nın sözde özel askeri operasyonu başlatmak zorunda kaldığı koşulları yaratmakla, Ukrayna’ya silah sağlayarak savaş kışkırtmakla vb. suçlamak için kullanmaktadır. Sonuç olarak, bunlar, Rusya tarafından Kremlin yanlısı söylemleri Ukrayna halkına ve Ukrayna’nın müttefiki ülkelerin halklarına sistematik olarak aktarmak için kullanılmaktadır...
Dünya Sosyalist Web Sitesi “WSWS”, Rusya’nın Ukrayna’yı topyekûn istilasının başlangıcından bu yana, Ukrayna’yı ve saldırgan devlete karşı mücadelesinde Ukrayna’ya yardım eden dünyanın dört bir yanındaki hükümetlerin temsilcilerini itibarsızlaştırmayı amaçlayan makaleleri çeşitli dillerde düzenli olarak yayımlamıştır.
DEUK’un Ukrayna’daki ABD-NATO savaşına muhalefeti, Troçkist hareketin sosyalist ve enternasyonalist ilkelerine derinlemesine kök salmış olan siyasi programının temel bir unsurudur. Ukrayna rejiminin bu muhalefeti Putin’in propaganda ağının bir aracı olarak gösterme çabası, siyasi açıdan saçma olduğu kadar alçakça bir yalandır. Dördüncü Enternasyonal’in Uluslararası Komitesi’nin, Stalinist bürokrasinin sosyalizme nihai ihanetinin ve eski SSCB’de kapitalizmin restorasyonunun bir sonucu olarak ortaya çıkan Putin rejimine karşı uzlaşmaz muhalefeti, temel bir siyasi gerçektir. Bu, sayıları yüzlerle ifade edilen yazılı metinlerin yanı sıra Troçkist hareketin on yıllara uzanan ve kapsamlı bir şekilde belgelenmiş faaliyetleriyle de kanıtlanmıştır.
Ukrayna rejimi, faşist karakterine uygun bir şekilde, Hitler ve onun propaganda bakanı Joseph Goebbels’in meşhur ilkesine göre hareket etmektedir: “Yalan ne kadar büyük olursa, ona inanılması da o kadar kolay olur.”
Bu özel durumda Zelenskiy rejimi, SBU’nun yalanlarının boyutunun, düşünen kamuoyunu şaşkına çevirecek kadar büyük olduğuna inanıyor gibi görünüyor. Bu yüzden, kamuoyunun, WSWS’nin çalışmalarının Putin rejimi tarafından yönlendirildiğini kabul etmesini bekliyor. SBU’nun iddianamesi WSWS’yi şöyle tarif ediyor:
[WSWS] Dünya Troçkist hareketi Dördüncü Enternasyonal’in Uluslararası Komitesi’nin ve dünyanın dört bir yanında ona bağlı şubeler olan Sosyalist Eşitlik Partilerinin çevrimiçi yayınıdır. Dünyadaki temel sosyo-politik sorunları, sosyalist devrim yoluyla dünya sosyalizmini kurma hedefiyle kapitalist piyasa sistemine devrimci muhalefet bakış açısından ele almaktadır.
SBU hiçbir noktada Bogdan’a karşı açtığı davayı mahveden çelişkiyi açıklamaya çalışmıyor. Bogan’ın, kapitalist egemen sınıf tarafından yürütülen savaşların sosyalist ve enternasyonalist bir karşıtı olarak savunduğu siyasi ilkeler, Putin rejiminin politikalarına uzlaşmaz bir şekilde düşmandır. Buna, Ukrayna’yı istila etmesi de dahildir.
SBU, bu çelişkiden basitçe yalan söyleyerek kaçmaya çalışmaktadır. İddianamede Bogdan’ın “Dünya Sosyalist Web Sitesi’nin bir temsilcisinin talimatları doğrultusunda hareket ederek” gerçekleştirdiği faaliyetlerin “Rusya’nın Ukrayna topraklarında yürüttüğü saldırı savaşını desteklemek ve haklı göstermek...” olduğu iddia ediliyor.
Bunların hepsi yalandır. DEUK’un, ona bağlı örgütlerin ve WSWS’nin Putin rejimine olan düşmanlığı doğrultusunda Rus istilasına karşı çıkması, istilanın ilk gününden bu yana yayımlanan yüzlerce makalede belgelenmiş siyasi bir olgudur.
DEUK, Rus istilasının başladığı gün olan 24 Şubat 2022’de, WSWS’de, “Putin hükümetinin Ukrayna’yı istilasına ve ABD-NATO’nun savaş kışkırtıcılığına karşı çıkın! Rusya ve Ukrayna işçilerinin birliği için!“ başlıklı bir açıklama yayımladı. Açıklama şöyle başlıyordu:
Dördüncü Enternasyonal’in Uluslararası Komitesi (DEUK) ve Dünya Sosyalist Web Sitesi (WSWS), Rusya’nın Ukrayna’ya askeri müdahalesini kınar. ABD ve NATO güçlerinin provokasyonlarına ve tehditlerine rağmen, sosyalistler ve sınıf bilinçli işçiler, Rusya’nın Ukrayna’yı istilasına karşı çıkmalıdır.1991’de Sovyetler Birliği’nin dağıtılmasıyla harekete geçirilen felaket, Vladimir Putin tarafından temsil edilen kapitalist egemen sınıfın çıkarlarına hizmet eden bütünüyle gerici bir ideoloji olan Rus milliyetçiliğine dayanarak önlenemez.
Gerekli olan; çarlığın 1917 öncesi dış politikasına geri dönmek değil, 1917 Ekim Devrimi’ne ilham veren ve bir işçi devleti olarak Sovyetler Birliği’nin yaratılmasına yol açan sosyalist enternasyonalizmin Rusya’da ve tüm dünyada yeniden canlandırılmasıdır. Putin rejiminin sunduğu gerekçeler ne olursa olsun, Ukrayna’nın istilası yalnızca Rusya ve Ukrayna işçi sınıfını bölmeye ve dahası, ABD ve Avrupa emperyalizminin çıkarlarına hizmet edecektir.
Putin, geçtiğimiz hafta yaptığı iki önemli açıklamada, ABD’nin provokasyonlarını ve suçlarını sıralayarak kendi eylemlerini haklı çıkarmaya çalıştı. Onun Washington’ın ikiyüzlülüğünü alenen suçlamasında, hiç şüphesiz, olgusal olarak doğru olan çok şey var. Ancak Putin’in başvurduğu yeminli anti-komünist, yabancı düşmanı ideoloji ve savunduğunu iddia ettiği çıkarlar, tamamen gericidir ve bırakın Ukrayna ve dünya genelindeki işçileri, Rusya’daki geniş işçi sınıfı kitlesine seslenmekten acizdir. Putin’in, bir yandan Ekim Devrimi’ni ve SSCB’nin çok uluslu bir devlet olarak varlığını kınarken diğer yandan II. Dünya Savaşı’nda Sovyetler Birliği’nin Nazi Almanya’sına karşı verdiği kahramanca mücadeleyi yüceltmesindeki ikiyüzlülük, Rusya’da ve Ukrayna’da işçi sınıfının önemli bir kesimini tiksindirecektir.
DEUK, emperyalizme karşı sosyalist muhalefetin ulusal şovenizmin hiçbir biçimiyle bağdaşmadığında ısrar etti ve bu nedenle, Putin rejiminin ve savunucularının istila için öne sürdükleri tüm gerekçeleri reddetti. Onların “ulusal savunma” çağrısı sosyalistler tarafından kabul edilemezdi. Emperyalizmin yenilgisi ve yıkılması ancak uluslararası işçi sınıfının devrimci mücadelesi ile mümkündü. DEUK’un açıklaması Troçki’nin şu sözlerine atıfta bulunuyordu: “Savaş zamanında kendini ulusal devlete bağlamamak, savaş haritalarını değil sınıf mücadelesinin haritasını takip etmek, ancak daha barış döneminde ulusal devlete karşı uzlaşmaz bir savaşı çoktan deklare etmiş bir parti açısından olanaklıdır.”*
DEUK “savaşa derhal son verilmesi çağrısı” yapıyor ve şöyle devam ediyordu: “Biz, Ukrayna’nın istila edilmesine karşı çıkarken, demokrasi ve insan haklarını savunma iddiaları ikiyüzlülükle kana bulanmış olan ABD/NATO emperyalizminin politikalarını şiddetle reddediyoruz.”
Bu siyasi deklarasyon, savaşın başından bu yana DEUK’un ve WSWS’nin çalışmalarına rehberlik eden ilkeleri ve politikaları ayrıntılı bir şekilde ortaya koymuştu.
Uluslararası Komite, 26 Şubat 2022’de, savaşa yönelik muhalefetini üzerine basa basa vurguladığı uluslararası bir internet semineri düzenledi. Konuşmacılar arasında benim dışımda, Uluslararası Komite’nin Avustralya şubesinin kıdemli önderlerinden Nick Beams, Almanya’daki DEUK’un liderlerinden Johannes Stern, DEUK’un Britanya şubesinin önde gelen üyelerinden Thomas Scripps, ABD’deki Sosyalist Eşitlik Partisi’nin ulusal sekreteri Joseph Kishore ve SEP’in (ABD) bir diğer önde gelen üyesi olan Evan Blake vardı.
DEUK, savaşın ilk günlerinde NATO ve Rusya’nın politikalarına karşı geliştirdiği ilkeli muhalefetten asla vazgeçmemiştir.
DEUK ile YGBL üyesi yoldaşlar arasındaki ilişkinin kurulması, savaşın patlak vermesiyle neredeyse tam olarak aynı zamana rastlar. Onlar, DEUK’a, tam da onun hem savaşa hem de Rusya ve Ukrayna rejimlerinin ulusal şovenizmine yönelik muhalefeti nedeniyle yönelmişlerdi.
SBU iddianamesi, Dünya Sosyalist Web Sitesi’nin Bogdan’a “Rusya Federasyonu’nun Ukrayna’ya 24 Şubat 2022’de başlayan silahlı saldırısıyla ilgili Rusya yanlısı anlatıları yaymayı amaçlayan makaleler, yayınlar, yorumlar vb. hazırlama, yazma, düzenleme ve hem WSWS web sitesinde hem de diğer komünist yönelimli medyada yayımlama görevi” verdiğini ve Bogdan Syrotiuk’un buna “gönüllü olarak rıza gösterdiğini” iddia ediyor.
SBU, bu iddiayı desteklemek üzere, YGBL’nin “Savaşa karşı uluslararası bir işçi ve gençlik hareketi örgütleyelim!“ başlıklı açıklamasına atıfta bulunuyor. SBU, İngilizcesi 12 Ekim 2022 tarihinde Dünya Sosyalist Web Sitesi’nde yayımlanan bu dokümanın “Rusya Federasyonu’nun 2014 yılında başlayan silahlı saldırganlığını meşrulaştıran bölümler, açıklamalar, cümleler ve ifadeler...” içerdiğini iddia etmektedir.
Bu dokümanın aslı, bu iddianın yalan olduğunu açıkça ortaya koymaktadır. YGBL’nin açıklamasında Ukrayna’nın istila edilmesini desteklediğini gösteren tek bir cümle bile yoktur. SBU dokümandan seçici bir şekilde alıntı yaparak sadece 4, 7, 8, 10 ve 13 numaralı paragraflardan pasajlar aktarıyor. 4’ten 9’a kadar olan paragraflar –SBU 5. ve 6. paragrafları dışarıda bırakarak YGBL’nin analizinin sürekliliğini kesintiye uğratıyor– savaşın ABD ve NATO müttefikleri tarafından kışkırtılmasının altında yatan nesnel kapitalist krizin ve siyasi amaçların özlü bir Marksist açıklamasını sunmaktadır:
4. ABD’nin kurmak istediği yeni dünya düzeni şu olası tabloya benziyor: Rusya ve Çin, emperyalizme tabi kılınacak ve doğal, endüstriyel-teknolojik ve insan kaynakları üzerinde doğrudan kontrol sağlamak için gerekirse bölünecektir.
5. Avrupalı emperyalist güçler, dünyanın yeniden bölüşümünde kendilerine yer bulabilmek için ABD’yi desteklemektedir. Aynı zamanda Avrupa emperyalizmi, ABD tarafından karneye bağlanırken, içinde bulunduğu ekonomik ve jeopolitik çıkmazdan kurtulmanın yolunu ancak eski büyüklüğünü geri kazanabileceği bir dünya paylaşımında görmektedir.
6. Japonya, Güney Kore ve Avustralya ABD’yi Pasifik bölgesinde Çin’e karşı mücadelede ancak kendi çıkarlarına uygun olduğu ölçüde desteklemektedir. Bu ülkeler, Çin ile rekabet etmelerine izin verdiği sürece ABD’yi destekleyeceklerdir. Etki alanlarının bölünmesi süreci, en az Avrupa kadar belirsizlik içinde olan Pasifik kapitalist güçleri arasındaki çelişkileri canlandıracaktır.
7. 2008 krizi, dünya çapında sınıf mücadelelerini yeniden canlandırdı. 2010’ların başındaki Arap Baharı bu canlanmanın canlı bir kanıtıdır. Bu, ABD ve Avrupa emperyalizmini daha kararlı önlemler almaya zorladı. Bu güçler, 2014 yılında Ukrayna’daki darbeyi desteklediler. Bu darbe sayesinde ABD, Rusya’ya karşı gelecekteki bir savaşa yönelik bir köprübaşı inşa etmenin tüm koşullarını yaratmayı başardı.
8. 2020’de patlak veren COVID-19 pandemisi, kapitalizmin çelişkilerini daha da şiddetlendirdi ve ABD emperyalizminin Rusya ve Çin’e karşı savaş hazırlığında daha hızlı bir şekilde ilerlemesinin tetikleyicisi oldu. ABD, “Tek Çin” politikasını terk ederek daha provokatif bir yola girdi ve Zelenskiy’nin “Kırım Platformu”nu destekleyen Ağustos 2021’deki NATO zirvesinde ifade edildiği gibi Ukrayna’ya desteğini artırdı.
SBU’nun, YGBL’nin açıklamasının Putin rejimine yönelik sert bir suçlama içeren 9. paragrafını atlaması dikkat çekicidir. Bu paragraf şöyledir:
9. Vladimir Putin’in gerici rejimi, Sovyetler Birliği’nin Stalinist bürokrasi tarafından haince dağıtılmasından ve kapitalizmin restorasyonundan doğmuştur. Putin’in politikaları, son tahlilde, Sovyet sonrası oligarşinin zenginliğini Batı emperyalizminin yukarıdan baskısına ve daha da önemlisi Rus işçi sınıfının aşağıdan hareketine karşı korumayı amaçlamaktadır.
SBU, 10. paragrafı alıntılıyor. Putin rejimine yönelik eleştirilerin devam ettiği bu paragrafta şunlar belirtiliyor:
10. Bu jeopolitik ve toplumsal bağlamda, Putin’in 24 Şubat’ta Ukrayna’yı maceracı bir şekilde istila etmesi, Rus oligarşisinin NATO’nun doğuya doğru durmaksızın genişlemesine verdiği bir yanıttı. Putin rejiminin ana hedefi, “Özel Operasyon”unun baskısıyla ABD-NATO ile yeni bir müzakere turu gerçekleştirmekti, zira son tur ABD-NATO tarafından “kırmızı çizgiler”in aşılmasıyla sonuçlanmış ve Putin’in istilasına neden olmuştu.
Putin’in istilasının “maceracı” olarak nitelendirilmesi, SBU’nun “Rusya yanlısı anlatı” iddiasıyla hiçbir şekilde uyumlu değildir. YGBL’nin açıklamasını Putin yanlısı propaganda olarak gösterme girişiminin kırılganlığının açıkça farkında olan SBU, dokümandan daha fazla alıntı yapmamaya karar vermiş ve YGBL’nin Putin’in politikalarını kınadığı 11. ve 12. paragrafları dışarıda bırakmıştır. Bu paragraflar şöyledir:
11. Rus burjuvazisinin Batı ile “eşit ortaklık” arzusu en ütopik hayallerden biriydi. Tarihsel olarak Stalin’in “Halk Cepheleri” ve ardından “barış içinde bir arada yaşama” politikasından türeyen bu hayal, 1990’larda Rus kapitalistlerinin yeni büyümeye başlayan sınıfı arasında gelişti.
12. Putin rejimi bu ütopik hayalden kurtulmuş değildir. Onun tüm politikası, Rus oligarşisinin “eşit şartlarda” olmak istediği Batı ile manevra yapmak ve uzlaşma aramak oldu. Ancak Rusya’ya yönelik fetihçi emelleri olan Batı emperyalizmi, Putin rejiminin bu uzlaşmacı tavırlarını umursamadı.
SBU, YGBL’nin açıklamasının 17. paragrafına da atıfta bulunmamayı tercih etmiştir. 17. paragraf şu şekildedir:
17. Putin’in Ukrayna’yı istilasından sonra savaşın seyri, bu işgalin gerici doğasını giderek daha fazla vurgulamaktadır. Batı emperyalizminin tehdidine karşı Rus halkının bağımsızlığı için savaştığını iddia eden Putin, aslında yalnızca Rus oligarşisinin Rus işçi sınıfını ve ülkenin hammadde zenginliğini sömürmekte bağımsız olmasını savunmaktadır.
Yine atıfta bulunulmayan 18. paragraf, SBU’nun Bogdan, YGBL ve WSWS’yi Rus propagandasının araçları olarak suçlamasını daha da çürütmektedir. “Putin rejiminin Rus toplumunun mevcut krizine bir çıkış yolu olmadığını” belirten paragraf şunları öne sürmektedir:
Gelecekte de böyle bir çıkış yolu olmayacaktır. Putin rejiminin tüm askeri ve siyasi faaliyetleri yalnızca Batı emperyalizminin tırmanmasına ve Rus, Ukraynalı ve uluslararası işçi sınıfı için koşulların kötüleşmesine katkıda bulunacaktır.
SBU ayrıca, savaşın yol açabileceği felaket konusunda öngörülü bir şekilde uyarıda bulunan 19. ve 20. paragraflara da atıfta bulunmamıştır: Bu paragraflar şöyledir:
19. Kapitalist sistem çerçevesinde düşünüldüğünde, mevcut savaşa ilişkin olasılıklar oldukça kasvetlidir. Birincisi, bu savaş uzun vadeli bir karakter kazanacak ve sadece Ukrayna ile Rusya arasında yaşanmayacaktır. Bu, dünya durumunu üçüncü bir dünya savaşı tehdidinin kaçınılmaz olduğu noktaya kadar alevlendirmenin ilk adımıdır. Dünyanın tüm ülkeleri gelecekteki savaşta yer alacaktır.
20. İkincisi, savaşın doğası, şu anda açıkça insanlık düşmanı bir pozisyonda duran egemen sınıfların politikaları tarafından belirlenecektir. Egemen sınıflar çatışmada pervasızca nükleer silahların kullanılmasına doğru ilerlemekte ve böylece gerçek bir nükleer kıyamet olasılığı yaratmaktadır. Gezegen çapında yıkım olasılığı, emperyalist ve kapitalist hükümetlerin çılgın politikalarından kaynaklanmaktadır. Egemen kapitalist seçkinlerin pervasızlığı, gençlerin herhangi bir geleceklerinin olup olmayacağını sorgulamalarına neden oluyor.
SBU özellikle bu dokümanı Bogdan Syrotiuk’un vatana ihanet faaliyetlerinin kanıtı olarak gösteriyor. Ancak bu dokümanda yazanlar, Bogdan’ın ve YGBL’nin Putin yanlısı bir anlatı geliştirdiği suçlamasını kesin olarak çürütmektedir.
Dahası ve en belirleyici olanı, Ukrayna rejimi, Dünya Sosyalist Web Sitesi’nin bir “Rus propaganda ve enformasyon ajansı” olduğu yönündeki saçma ve yalan iddiasını doğrulayacak en ufak bir kanıt sunmamaktadır. Zelenskiy rejimi bu iğrenç iftirasıyla, Rusya ile devam eden savaşa bağlı olmaksızın, Stalinizmin Troçkizme yönelik şiddetli nefretinin halen devam eden etkisini açığa vurmaktadır. Rusya’da olduğu gibi Ukrayna’da da iktidarın Stalinist bürokratlardan kapitalist oligarklara geçmesi siyasi polisin yönteminde herhangi bir değişiklik yapılmasını gerektirmemiştir. Stalinist rejim tarafından Moskova Duruşmaları ve 1936-39 terörü döneminde Troçkistlere karşı kullanılan aynı uydurma ve iftira teknikleri Kiev’de işlemeye devam etmektedir.
Bogdan Syrotiuk vatana ihanetle suçlanmaktadır ve ölüm cezasına eşdeğer bir müebbet hapis cezası tehdidiyle karşı karşıyadır. Ancak Bogdan’a yönelik suçlamalar tamamen Dünya Sosyalist Web Sitesi’nde yayımladığı ve bir sosyalist enternasyonalist olarak Zelenskiy’nin ve Putin’in kapitalist rejimlerine ve –yüz binlerce Ukraynalı ve Rus’un canına mal olan– savaşa karşı olduğunu ilan ettiği makale ve konuşmalara dayandırılmaktadır.
SBU, Bogdan’ı “Ukrayna vatandaşları da dahil olmak üzere dünyadaki herkesin erişimine açık olan” Dünya Sosyalist Web Sitesi’nde yayımlanan konuşmalarında ve yazılarında Ukrayna rejiminin ve savaşın gerici karakterini ortaya koyan bilgiler öne sürmekle suçluyor.
SBU, Bogdan’ın “suç teşkil eden eylemlerinin ancak bir kolluk kuvvetinin müdahalesiyle durdurulduğunu” söylüyor. Bununla, ABD-NATO vekâlet savaşının Ukrayna’da demokrasiyi savunmak için yürütüldüğü iddiaları kendini yıkıcı bir şekilde ifşa etmektedir.
Gerçek şu ki Ukrayna, halka sayısız acı ve ölüm getiren politikalara karşı halk muhalefetinin ifade edilmesini engellemek için polisiye yöntemler uygulayan faşizan bir diktatörlüktür.
Bogdan Syrotiuk’un tutuklanması tam da Zelenskiy rejimine yönelik halk muhalefetinin arttığı bir dönemde meydana gelmiştir. 18 Mayıs’ta, Ukrayna ordusunun askere alma ağını büyük ölçüde genişletecek ve halk tarafından hiç desteklenmeyen yeni bir seferberlik yasası yürürlüğe giriyor. New York Times bile Zelenskiy’nin “yorgun ve çoğu zaman morali bozulmuş bir [silahlı] kuvveti rahatlatmak için yeni birlikler bulma” becerisi konusunda şüphelerini dile getirdi.
Zelenskiy rejimi tarafından zulme uğrayan Ukraynalı sosyalist Maksim Goldarb, 30 Nisan’da Dünya Sosyalist Web Sitesi’nde yayımlanan makalesinde şunları bildirdi: “Giderek daha fazla sayıda Ukraynalı erkek, başkalarının bencil amaçları uğruna ölmek istemedikleri için umutsuzca ülkeden kaçmaya çalışıyor.”
Goldarb şunları ekliyordu:
Kanlı kıyma makinesine gönderilecek olanlar zengin azınlık değil, işsizler, işçiler, köylüler, öğretmenler, doktorlar, büro çalışanları gibi yoksul çoğunluktur. Şimdi, yeni yasanın kabul edilmesiyle birlikte, temel insan haklarından mahrum bırakılmış, hayvanlar gibi yakalanıp avlanacak ve cepheye gönderilecek erkeklerin sayısı kat kat artacaktır.
Bu savaştan fayda sağlayanların kârları da kat kat artacaktır... Bu devasa kârlar ordu-sanayi bloğu, onun Amerikan ve Avrupa müesses nizamındaki lobicileri ve Ukraynalı oligarşik üst düzey yöneticiler arasında paylaştırılacaktır.
Bogdan Syrotiuk’un hayatı tehlikededir. Ukrayna’da var olan terör ortamında, Bogdan kendisini savunmak için her türlü imkândan mahrum bırakıldı. Yetkin bir hukuki temsil elde etme çabaları, hükümetin savunma avukatlarına yönelik tehditleriyle baltalandı. En az beş avukat Bogdan’ı temsil etmeyi reddetti çünkü bunu yapmaları onları ciddi fiziksel tehlikeye sokacaktı.
Bogdan’ı savunmak ve özgürlüğünü sağlamak için verilen mücadelenin önemi Ukrayna’nın ötesine uzanmaktadır. Bogdan’ın hapse atılması, emperyalizm dünya çapında askeri operasyonlarını tırmandırırken demokratik haklara yönelik artan uluslararası saldırının bir başka örneğidir. Julian Assange’ı yok etmeye yönelik siyasi komplo, dünyanın dört bir yanında tekrarlanan bir süreci harekete geçirmiştir.
Emperyalist rejimlerin suçlarına karşı çıkanlar ve bunları ifşa edenler, devlet zulmüyle hedef alınmaktadır. Başta düşünce ve ifade özgürlüğü olmak üzere temel demokratik haklara yönelik saldırılar her zaman yalanlara dayanarak meşrulaştırılmaktadır.
İsrail’in Gazzelilere karşı yürüttüğü soykırım savaşına karşı çıkanlar, protestocular Yahudi olsalar bile, antisemit olarak suçlanmaktadır. Bogdan Syrotiuk’un Ukrayna’daki vekâlet savaşına karşı çıktığı için Rusya’nın ajanı olarak suçlanmasında da aynı yalan yöntemi iş başındadır.
Bogdan Syrotiuk’un tutuklanmasının ve zulme uğramasının gerçek nedeni, tüm ülkelerin egemen kapitalist seçkinlerine karşı Ukrayna, Rusya ve uluslararası işçi sınıfının birliği için mücadele etmesidir. Uluslararası Komite tarafından düzenlenen 2024 1 Mayıs kutlamasında Bolşevik-Leninistlerin Genç Muhafızları’nın Rusya şubesinden Andrey Ritski yoldaşın yaptığı konuşmada çok güçlü ve etkili bir biçimde açıkladığı gibi:
Bogdan’ın işlediği tek “suç”, Ukrayna’nın ancak emperyalizme ve savaşa karşı uluslararası işçi sınıfıyla birlikte hareket eden Ukrayna işçi sınıfının bağımsız mücadelesiyle gerçekten özgür olabileceğine olan inancıydı. Bogdan, savaşa yönelik Marksist anlayış temelinde, Ukrayna milliyetçiliğinin fanatikçe tapınmalarına ve Putin rejiminin gerici Rus milliyetçiliğine karşı çıkan ilkeli bir siyasi pozisyon geliştirdi. Tüm hareketimiz gibi o da Rusya ve Ukrayna’daki işçilerin emperyalist ülkelerdeki işçilerle birleşmesi, en az yarım milyon Ukraynalı ve on binlerce Rus’un hayatına mal olan bu kardeş savaşına son verilmesi için mücadele etti.
Ritski, sözlerini Dördüncü Enternasyonal’in çalışmalarının altında yatan temel perspektifi açıklayarak noktalıyordu:
Hiçbir burjuva rejimi, krizi savaş ve yıkım dışında bir yolla çözemez, çünkü bu onun temel kapitalist çıkarlarına aykırıdır. Kapitalizmin çelişkileri ulusal sınırlar içerisinde ve özel mülkiyetin savunulması temelinde çözülemez. Sadece dünya sosyalist devrimi programıyla donanmış uluslararası işçi sınıfı savaşlara son verebilir ve asli krizi çözebilir. Ancak bunu yapmak için, dünyanın dört bir yanındaki kardeşleriyle birliği için mücadele etmelidir.
Dördüncü Enternasyonal’in Uluslararası Komitesi, Bogdan Syrotiuk’un derhal serbest bırakılması talebiyle küresel bir kampanya çağrısında bulunuyor. Bogdan’a özgürlük mücadelesi, işçiler, öğrenciler ve demokratik hakların savunulmasına kendini adamış ve durdurulmadığı takdirde insanlığı nükleer bir felaketle tehdit eden emperyalist savaşların tırmanmasına karşı olan herkes tarafından sahiplenilmelidir.
Bogdan’a özgürlük mücadelesine katılın. Bu açıklamayı sosyal medyada mümkün olduğunca yaygın bir şekilde paylaşın. Bu davayı iş arkadaşlarınızın, öğrenci arkadaşlarınızın ve dostlarınızın dikkatine sunun. Bogdan’ın serbest bırakılmasını talep eden dilekçeyi imzalamak, savunma kampanyasına katkıda bulunmak ve özgürlüğü için verilen mücadeleye şahsen katılmak için wsws.org/freebogdan adresini ziyaret edin.
Dipnot
* Lev Troçki, Savaş ve Dördüncü Enternasyonal. Türkçe çevirisi: https://www.marxists.org/turkce/trocki/1934/haziran/10.htm