Perspektif

24 Temmuz gösterisi için çağrı: Soykırım ve savaşa karşı mücadeleyi ileriye taşıyın!

Aşağıdaki bildiri, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun Kongre’nin ortak oturumunda yapacağı konuşmaya karşı 24 Temmuz’da Washington D.C.’de düzenlenecek protesto gösterilerinde dağıtılacak.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Demokratların ve Cumhuriyetçilerin daveti üzerine 24 Temmuz’da Kongre’nin ortak oturumuna hitap edecek. Aynı gün on binlerce kişi Washington D.C.’de bir araya gelerek yaşanmakta olan tarihi suça karşı duydukları öfkeyi dile getirecek.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, 18 Ekim 2023'te Tel Aviv'de Başkan Joe Biden ile görüşürken konuşurken. [AP Photo/Evan Vucci]

İsrail dokuz buçuk aydır Gazze’deki Filistin halkının üzerine ölüm ve yıkım yağdırıyor. Netanyahu Pazartesi günü ABD’ye vardığında, Gazze Sağlık Bakanlığı resmi ölü sayısının çoğunluğu kadın ve çocuk olmak üzere 39.000’i aştığını bildirdi. Yaklaşık 90.000 kişi de yaralandı.

Bu, İsrail bombaları nedeniyle öldüğü doğrulanmış kişilere dayanan resmi sayıdır. Gerçek rakam çok daha yüksektir. İki hafta önce, dünyanın en saygın hakemli tıp dergilerinden biri olan Lancet, doğrudan ya da dolaylı olarak öldürülen insan sayısının 186.000 ve hatta daha fazla olabileceğini hesapladı.

İsrail, soykırım harekâtında Gazze Şeridi’ndeki konutları, okulları, dini kurumları, hastaneleri ve tüm sosyal altyapıyı sistematik olarak yok etmektedir. Filistinlileri gıda ve tıbbi malzemeden mahrum bırakarak açlık ve hastalık yoluyla bir soykırım politikası uygulamaktadır.

Netanyahu ve bakanlarının savaş suçlusu olduğu tüm dünya için açıktır. Soykırım, Filistin halkına yönelik 75 yıllık baskının doruk noktasıdır. İsrail hükümeti, “Filistin sorunu”na yönelik “nihai çözüm”ünü hayata geçirmek için 7 Ekim olaylarını bahane olarak kullanmıştır.

Netanyahu, Uluslararası Adalet Divanı’nın İsrail’in Filistin topraklarında yarım asırdır sürdürdüğü işgalin yasa dışı olduğu yönündeki kararının hemen ardından Washington’ı ziyaret ediyor. İsrail devletinin lideri, savunma bakanıyla birlikte Uluslararası Ceza Mahkemesi başsavcısının “cinayet” ve “imha” dahil olmak üzere “savaş suçları ve insanlığa karşı suçlar” ithamlarıyla karşı karşıya bulunuyor.

Devasa boyutlarda savaş suçu işleyen İsrail ve savunucuları devasa boyutlarda yalanlara başvuruyor. Bu suçları protesto eden milyonlara karşı “antisemitizm” suçlamasında bulunuyorlar. Ne sahtekârlık! Protestolarda en aktif olanlar arasında, İsrail’in soykırım yaparken kendileri adına hareket ettiğini iddia etmesine öfkelenen Yahudiler de var.

“Antisemitizm” suçlaması, bu ayın başlarında Michigan’da Nazilerin yaptığı Holokost’tan kurtulan Rene Lichtman’ın öncülük ettiği protestoları karalamak ve fiziksel olarak bastırmak için kullanıldığında saçmalık seviyesine ulaştı.

Netanyahu ve İsrail rejimi, hesap vermeleri gereken savaş suçlarından dolayı suçludur. Ancak Kongre’deki Demokratlar ve Cumhuriyetçiler tarafından Netanyahu’ya ortak bir oturumda konuşma yapması için yapılan davet, ABD emperyalizmi ile İsrail arasındaki gerçek ilişkiyi ortaya koymaktadır.

Gazze soykırımı, Washington’ın mührünü taşımaktadır. Amerikan hükümeti İsrail ordusuna, soykırımın başlangıcından bu yana 6,5 milyar doları aşkın silah gönderdi. Geçtiğimiz Ekim ayından bu yana gönderilen bu silahların bir parçası olarak ve diğer tüm mühimmat türlerinden daha fazla olmak üzere, İsrail’e 14.000 adet 900 kiloluk bomba verildi.

Netanyahu konuşmasını ABD’de eşi benzeri görülmemiş siyasi kriz koşulları altında yapacak. Ancak aralarındaki çatışma ve bölünmeler ne olursa olsun, egemen sınıf İsrail’in soykırımına destek konusunda birleşmiştir.

Cumhuriyetçiler, ulusal kurultay biçimindeki bir faşist toplantıyı henüz tamamladılar. Bu siyasi gericiler topluluğu, Gazze’deki canice saldırıya tam destek verdiklerini ilan etti. “Soykırımcı Joe” Biden’ın Demokratik Parti yönetimi, başından beri soykırıma nezaret etmiş ve mali destek vermiştir.

Biden’ın adaylıktan çekildiğini açıklamasının ardından Demokratik Parti’nin muhtemel adayı olan Kamala Harris’in Netanyahu’nun konuşmasına katılmayacağına dair haberler var. Ancak Harris, Netanyahu ile ayrı görüşerek İsrail’in eylemlerine bizzat kendisinin ve Demokratların desteğini belirtecek.

Amerikan egemen sınıfı, Gazze’deki soykırımı, bu ABD emperyalizminin Ortadoğu’yu ve tüm dünyayı yeniden şekillendirme planının bir parçası olduğu için desteklemektedir. Daha iki hafta önce Biden, Ukrayna’da Rusya’ya karşı savaşın geniş çaplı bir tırmanışını planlamak üzere NATO güçlerini Washington’da ağırladı. Bu savaş, Çin ile bir çatışmaya hazırlık olarak görülüyor.

Sosyalist Eşitlik Partisi Netanyahu’nun gelişine karşı düzenlenen protestoları memnuniyetle karşılamaktadır. 24 Temmuz’da gösterilere katılanlar, modern dönemin en büyük suçlarından birine karşı öfke ve kızgınlıkla harekete geçmektedir.

Ancak öfke ve kızgınlık yeterli değildir. Soykırıma karşı mücadele, onu yönlendiren toplumsal ve siyasi çıkarlara ilişkin stratejik bir kavrayışa dayanmalıdır.

ANSWER koalisyonu da 24 Temmuz’da “Netanyahu tutuklansın!” sloganıyla bir gösteri düzenleyecek örgütler arasında yer alıyor. Peki ama tutuklamayı kim yapacak? Elinde Filistinlilerin kanı olan Biden yönetiminin ve Demokratik Parti’nin, maaşlı haydutları Netanyahu’dan hesap soracağına inanan var mı?

Mesele Kongre’ye ve Amerikan egemen sınıfına politikalarını değiştirmeleri için yalvarmak değildir. Yaklaşık dokuz aydır süren savaş, şirket ve finans oligarşisinin temsilcilerinin bu tür çağrılara kayıtsız kaldığını göstermiştir.

Sosyalist Eşitlik Partisi ve Dünya Sosyalist Web Sitesi tarafından düzenlenen gösteri ve toplantı tamamen farklı bir perspektife dayanmaktadır. Bu etkinlikler sadece Netanyahu’nun ziyaretini protesto etmekle kalmayacak, savaşa ve emperyalist barbarlığa karşı mücadelenin nasıl ileriye taşınacağına dair siyasi bir perspektif geliştirecektir.

Temel görev, savaşa karşı mücadelenin, işçi sınıfı içinde büyüyen toplumsal hareketle toplumun sosyalist dönüşümü uğruna mücadelede birleştirilmesidir. Soykırıma karşı mücadele, kapitalizmin daha geniş çaplı krizinden, barbarlığa, diktatörlüğe, faşizme ve savaşa doğru küresel kayıştan ayrı tutulamaz.

Bu gösteri ve toplantı üç temel ilkeyi ileri sürecektir:

  • Savaşın temel nedeni kapitalist ulus devlet sisteminde, dev şirketlerin küresel mali çıkarlarında ve Amerikan egemen sınıfının durmak bilmeyen dünya hegemonyası dürtüsünde yatmaktadır.
  • Savaşa karşı mücadele, Amerikan işçi sınıfının muazzam gücünün harekete geçirilmesini ve egemen sınıfın emperyalist savaş partilerinden, yani Demokratlardan ve Cumhuriyetçilerden siyasi bağımsızlığını gerektirmektedir.
  • Soykırıma ve savaşa karşı hareket uluslararası olmalı, işçileri ortak sınıf çıkarları temelinde dünya çapında birleştirmelidir.

Bu perspektifi kabul eden herkesi Sosyalist Eşitlik Partisi’nin 24 Temmuz’da National Mall’da düzenleyeceği gösteriye katılmaya çağırıyoruz. Netanyahu’nun konuşmasına karşı düzenlenen bu gösteri, işçi sınıfının soykırıma, emperyalist savaşa ve kapitalist kâr sistemine son verebilecek siyasi bir hareketine dönüştürülmelidir.

Loading