ABD, Almanya ve AB yetkilileri Perşembe günü Ukrayna’nın Rusya’nın Kursk bölgesinde devam eden kara harekâtını kamuoyu önünde onayladılar. Ukrayna kuvvetlerinin Rusya içinde ilerleme kaydetmeye devam ettiği görülüyor.
İyi eğitimli Ukrayna ordusu ve özel kuvvetler birlikleri, Salı günü, Amerikan Stryker ve Alman Marder zırhlı araçlarını kullanarak Ukrayna sınırı yakınlarındaki Kursk’a bir kara saldırısı başlatmıştı.
Ukrayna kuvvetleri bugüne kadar en az 1000 –muhtemelen daha fazla– askerin katıldığı bir taarruzla 350 kilometrekarelik bir alanı ele geçirdi. Bu, Rusya’nın Şubat 2022’de Ukrayna’yı istila etmesinden bu yana Ukrayna’nın Rusya içindeki üçüncü saldırısı olsa da, düzenli Ukrayna ordusu birliklerinin kullanıldığı ilk saldırı ve bugüne kadarki saldırıların en büyüğü.
ABD’li yetkililer Perşembe günü Ukrayna’nın Kursk’a yönelik saldırısını alenen destekleyerek ABD’nin daha önce Rusya topraklarına saldırıları desteklemediği yönündeki iddialarıyla çeliştiler.
ABD Savunma Bakanlığı Basın Sözcü Yardımcısı Sabrina Singh dün düzenlediği basın toplantısında Ukrayna’nın saldırısının “politikamızla uyumlu” olduğunu söyledi.
Singh, Kursk’un Ukrayna’ya saldırı düzenlemek için kullanıldığını iddia ederek ABD’nin Ukrayna’yı “sınırdan gelen saldırılara karşı kendilerini savunmaları için başından beri desteklediğini” ileri sürdü.
Ukrayna’nın Rusya’ya saldırısının “kendilerini saldırılardan korumak için” yapıldığını söyleyen Singh, Kiev’in “silahlarımızı, sistemlerimizi ve kabiliyetlerimizi nerede kullanabileceklerine ilişkin ABD politikası dahilinde” hareket ettiğini ekledi.
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Matthew Miller da saldırıyı savunarak “evet, şu anda Rusya sınırı boyunca faaliyet gösterdikleri bölgede, oradan gelen saldırılar gördük,” dedi.
Bu açıklamalar, Financial Times’a konuşan Almanya Savunma Bakanlığı sözcüsü tarafından da şöyle tekrarlandı: “Alman hükümetinin ilan edilmiş amacı, Rus saldırgana karşı mücadelesinde Ukrayna’yı desteklemektir.”
Avrupa Komisyonu ise Perşembe günü yaptığı açıklamada Ukrayna’nın “kendini savunma hakkı” olduğunu ve bunun “düşmanı kendi topraklarında vurmayı da içerdiğini” söyledi.
Ukrayna kuvvetlerinin Perşembe günü Rusya sınırının 30 kilometre içine kadar operasyon yaptığı görüldü. Saldırının ardından olağanüstü hal ilan edildi ve geniş çaplı tahliyeler yapıldı.
Rusya Savunma Bakanlığı Perşembe günü yaptığı açıklamada saldırının püskürtüldüğünü iddia etti. Bakanlık, saldırıya yaklaşık 1000 askerin katıldığını ve Ukrayna ordusunun 600 asker ve 82 araç kaybettiğini duyurdu. Savunma Bakanlığı, “Sumı bölgesi topraklarında Ukrayna silahlı kuvvetlerinin ilerleyen rezervlerine hava saldırıları düzenleniyor,” diye ekledi.
Ancak savaş uçaklarının alçak uçuşlarını ve bölgedeki yaygın hasarı gösteren görüntülerle birlikte çatışmalar gün boyunca devam etti.
Savaş Araştırmaları Enstitüsü tarafından Çarşamba günü yayımlanan bir rapora göre Ukrayna güçleri 11 yerleşim birimini ele geçirdi.
Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy Perşembe günü saldırılara üstü kapalı bir göndermede bulunarak şunları belirtti: “Rusya’ya, Ukrayna’ya savaşı getiren saldırgana ne kadar baskı yapılırsa barış o kadar yakın olacaktır. Adil güç yoluyla adil barış.”
Telegraph gazetesindeki bir köşe yazısında şöyle deniyordu: “Ukrayna’nın Kursk’taki hücum operasyonları yavaşlama belirtisi göstermiyor. Ukrayna kuvvetlerinin bir gecede Suca’nın kontrolünü ele geçirdiği, Korenevo’nun dış mahallelerine ulaştığı ve kuzeye Malaya Loknya’ya doğru ilerlediği bildirildi. Ukrayna, kırk sekiz saatten kısa bir süre içinde, 2023 yazındaki talihsiz karşı hücumunun tamamında olduğundan daha fazla toprak ele geçirdi.”
Yazıda, “F-16 jetlerinin de cepheye gelmesi nedeniyle Putin’in endişelenmesi için pek çok sebep var,” denildi.
Bu, bu hafta muharebe görevlerinde uçmaya başlayan ABD yapımı F-16 savaş uçaklarının savaş alanına resmi olarak girişine yapılan bir göndermeydi.
Washington Post ise şöyle yazdı: “Ukraynalı yetkililer Washington’dan Rusya’nın saldırıya misilleme olarak kullandığı havaalanlarını vurmak için uzun menzilli ABD ATACMS füzelerini kullanmalarına izin vermesini istediler; bu karar onaylanırsa Kiev’in Kursk’un bir bölümünü bir süre daha elinde tutmasını sağlayabilir.”
Ukrayna’nın saldırısı, uluslararası askeri donanım ve lojistiğin koordinasyonunu doğrudan NATO’nun kontrolüne devretme planıyla sonuçlanan Washington’daki NATO zirvesinin ardından geldi.
Biden yönetimi Nisan ayında Ukrayna’ya 300 kilometre menzile sahip uzun menzilli ATACMS füzeleri tedarik etmeye başlarken, bunların Rusya içinde saldırılar için kullanılmayacağını iddia etti.
ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan, Mayıs ayında, Ukrayna’nın Rusya toprakları içinde “herhangi bir yeri” vurmak için ABD tarafından tedarik edilen silahları kullanmasına izin vermediklerini öne sürmüştü.
Kursk’taki önemli taarruza rağmen, savaşın ana muharebe alanı olan Donetsk’teki Ukrayna cephe hattı, Ukrayna içinde savaşa karşı artan halk muhalefeti ve büyük bir insan gücü sıkıntısı nedeniyle çöküşün eşiğinde bulunuyor. ABD ve NATO, bu koşullar altında, savaştaki doğrudan rolleri üzerinde kalan kısıtlamaları kaldırıyor.
Kursk taarruzunun daha geniş askeri önemi ne olursa olsun, şu anda Ukraynalılar tarafından kullanılan Alman ve Amerikan zırhlı araçlarının Rusya sınırından geçirilmesi ve Rusya’ya saldırı düzenlemek için kullanılması, NATO’nun çatışmaya katılımının önemli ve tehlikeli bir şekilde tırmanması anlamına geliyor.