COVID-19’un son derece bulaşıcı Omicron varyantı artık dünya çapında 49 ülkeye yayılmış durumda ve yeni varyant birçok ülkede çoktandır toplum içinde yayılmaya devam ediyor. Yüksek oranda DNA dizilimi çıkarmayı virüsü toplum içinde serbest bırakan “sürü bağışıklığı” stratejisi ile birleştiren Birleşik Krallık’ta, şu ana kadar tespit edilmiş 246 Omicron varyantı vakası var (bir günde yüzde 54’lük bir artış).
Günlük yeni enfeksiyonların ve hastaneye yatışların önceki dalgalardan çok daha hızlı arttığı Güney Afrika’da durum giderek daha vahim hale geliyor. Günlük yeni vakaların yedi günlük hareketli ortalaması şu anda 10.628 iken, test pozitiflik oranı yüzde 26,4 ve bu da günlük yeni vakaların gerçek sayısının muhtemelen resmi rakamdan çok daha yüksek olduğunu gösteriyor.
Hastaneye yatışlar ve ölümler gecikmeli bir göstergedir ancak hastanelere ve yoğun bakım ünitelerine yeni kabul edilenlerin sayısı hafta sonu boyunca yaklaşık yüzde 10 arttı ve hafta sonu dokuz Güney Afrikalı daha virüse yenik düştü.
Güney Afrika’daki Omicron artışının en endişe verici ilk eğilimlerinden biri, virüsün bebekler ve beş yaşın altındaki küçük çocuklar üzerindeki orantısız etkisidir. Ulusal Bulaşıcı Hastalıklar Enstitüsü’nden (NICD) Dr. Waasila Jassat, Cuma günü düzenlediği basın toplantısında şunları söyledi: “Tüm yaş gruplarında, özellikle de 5 yaş altı hastalarda [hastane başvurularında] oldukça keskin bir artış gördük. 5 yaşın altındakilerde insidans şu anda 60 yaşın üzerindekilerin ardından ikinci sırada.”
Tshwane şehrinde, 14-27 Kasım tarihleri arasında, beş yaşından küçük 100’den fazla çocuk, önceki pandemi dalgalarından çok daha fazla oranda, COVID-19’dan hastaneye yatırıldı. NICD, Cuma günü, iki yaşın altındaki Tshwane’deki toplam hastane başvurularının yaklaşık yüzde 10’unu çocukların oluşturduğunu kaydetti.
Johannesburg’daki Chris Hani Baragwanath Hastanesi’nden Profesör Rudo Mathivha, SABC News ile yaptığı röportajda şunları söyledi: “Hastaneye ciddi derecede hastalanmış çok sayıda çocuk, yeni yürümeye başlayan çocuk alırsak, bu bizim için büyük bir sorun olacaktır. Hastanelerimiz çok sayıda çocuğu barındıracak şekilde inşa edilmedi, çünkü doğal olarak çocuklar kalabalık halde hastalanmazlar. Onlara yer sağlayamayacağız.”
Uzmanlar, hastalık riskine en açık olanların henüz aşı olmadıkları için bebekler ve küçük çocuklar olduğunu belirtiyor. Ayrıca ağır mutasyona uğramış olan virüsün çocukları önceki varyantlardan farklı şekilde etkileyebileceği endişesi söz konusu. Hâlihazırda Delta varyantı ABD’de ve uluslararası ölçekte çocuklara öncekilerden daha fazla zarar verdi ve dünya çapında binlerce çocuk öldü.
Omicron varyantı, Delta varyantının körüklediği ve mevcut merkez üssü Avrupa ve Kuzey Amerika olan altıncı küresel pandemi dalgasının ortasında giderek yayılıyor. Kapitalist hükümetler, her gün resmi olarak yaklaşık 600.000 kişinin COVID-19’dan enfekte olduğu ve 7.000 kişinin öldüğü bu felaket dalgasına karşılık, çocukları, velileri ve nüfusun geri kalanını korumak için okulları kapatmayı inatla reddediyor.
Birleşik Krallık’ta her gün resmi olarak ortalama 45.000’den fazla kişiye COVID-19 bulaşıyor. Omicron varyantı hızla yayılırken ve okullar açık kalmaya zorlanırken, Johnson yönetimi, ebeveynlerin çocuklarının kurban edilmesine artan muhalefetini bastırmaya çalışmak için anti-COVID aktivisti bir veli olan Lisa Diaz’ı hedef alıyor.
Almanya’da her gün resmi olarak ortalama 55.000’den fazla kişi enfekte oluyor. 5-14 yaş arası çocuklar arasındaki insidans oranı, bir haftadan fazla bir süredir 100.000 kişi başına 1.000’in üzerinde. Bu, herhangi bir yaş grubundaki en yüksek oran. Geçtiğimiz ay, ülke genelinde resmi olarak 1.540’tan fazla okul salgını meydana geldi. Bu krize karşın, hiçbir yetkili, veliler, öğrenciler ve eğitim emekçileri arasında artan “okulların kapatılması” çağrılarına destek vermedi.
Fransa’da günlük yeni vakalar geçen ay dört kattan fazla artarak ortalama 40.000’in üzerine çıktı. En yüksek artış, 6-10 yaş arası çocuklar arasında yaşanıyor ve bu da esas olarak okullardaki salgınlardan kaynaklanıyor. Buna karşılık, yetkililer kısıtlamaları daha da kaldırıyor ve bir salgın durumunda okulların kapanmasını sınırlandırıyor.
Amerika Birleşik Devletleri’nde 18 eyalet Omicron varyantını tespit ederken, her gün ortalama yaklaşık 110.000 kişiye COVID-19 bulaşıyor. Tüm sonbahar döneminde, çocuklar arasında sürekli bir kitlesel enfeksiyon görüldü. Amerikan Pediatri Akademisi’nin (AAP), eyalet yönetimlerinin çocuklarla ilgili COVID-19 verilerini örtbas etme çabaları nedeniyle oldukça sınırlı olan bu haftaki raporuna göre, geçtiğimiz hafta ABD genelinde resmi olarak 133.022 çocuğa COVID-19 bulaştığı tespit edildi. Üst üste 17 haftadır 100.000’den fazla çocuğa hastalık bulaşıyor.
Rapor, geçtiğimiz hafta sekiz çocuğun daha COVID-19’dan öldüğünü ve çocuklar arasındaki toplam ölüm sayısının 651’e ulaştığını belirtiyor. Ancak Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri’nden (CDC) alınan veriler, 18 yaşın altındaki 974 çocuğun virüse yenik düştüğünü gösteriyor. Buna beş yaşın altındaki 306 çocuğun ölümü dahildir.
Omicron’un daha da şiddetlendirme tehdidi oluşturduğu, çocuklar arasındaki enfeksiyon, hastaneye yatış ve ölümlerin derinleştirdiği felakete rağmen, tüm siyaset kurumu, şirket medyası ve öğretmen sendikaları okulların açık kalması gerektiğinde ısrar ediyor.
ABD Başkanı Joe Biden, Cuma günü Omicron varyantıyla ilgili düzenlediği basın toplantısında, bir öğrencinin COVID-19 testi pozitif çıktığı zaman, artık akranlarının güvenli bir şekilde karantinaya alınmak üzere eve gönderilmeyeceği yeni bir “Kalma Testi” programını açıkladı. Çocuklar eve gönderilmek yerine, testleri negatif çıkarsa yüz yüze eğitime devam edecekler.
Ebeveynler kâr yaratmak üzere işe gidebilsinler diye çocukları okulda tutmak için tasarlanan bu program, Amerikan Öğretmenler Federasyonu (AFT) Başkanı Randi Weingarten tarafından hemen desteklendi. Weingarten, ABD’de resmi olarak yaklaşık 20.000 çocuğa COVID-19 bulaştığı bir günde, sinik bir şekilde şunları yazdı: “Test ve takip, bu pandemi sırasında halk sağlığı ortamımızın doğru bir resmini elde etmenin her zaman en iyi yolu olmuştur.”
Weingarten’ın Biden yönetimiyle ortak görüşü, aşırı sağcı “sürü bağışıklığı” savunucularının görüşüne her zamankinden daha fazla benzemektedir. Weingarten, Eylül ayında, Great Barrington Deklarasyonu (GBD) yazarı Jay Bhattacharya’nın “bilim insanı” olarak boy gösterdiği bir AFT toplantısına başkanlık etti.
GBD’nin temel görüşü, çocukların büyüklerini koruyan bir “canlı kalkan” işlevi görmesi için aktif olarak COVID-19’a yakalanmaları gerektiği şeklindeki sözde bilimsel düşüncedir. Gerçekte, suç oluşturan bu politika, “Uzun COVID”in hâlâ tam olarak anlaşılmayan etkileriyle birlikte, yaklaşık 1.000 ABD’li çocuğun ölümüne ve milyonlarca kişinin uzun vadede potansiyel olarak güçten düşmesine yol açtı. Devam eden Delta dalgasından önce 140.000’den fazla çocuk bir ebeveynini veya kendisine bakan büyükanne/büyükbabasını COVID-19’dan kaybetmişti. Bu rakam şimdi muhtemelen 200.000’i aşmış durumda.
Şirket medyasının rolü de aynı derecede suç oluşturmaktadır. Neredeyse tüm haberlerde, nüfusu savunmasız bırakmak ve Omicron varyantını hemen virüsün önceki varyantlarından “daha hafif” ilan etmek için ortak bir çaba var. Bu son Frankenstein canavarının kesin virülansı ve öldürücülüğü zamanla tespit edilecek olsa da, hastaneye yatışların hızla artması ve Güney Afrika’daki bilim insanlarından gelen uyarılar, Omicron’un muhtemelen en az önceki varyantlar kadar şiddetli olacağını gösteriyor.
New York Times (NYT), bu olası tehlikeler hakkında uyarıda bulunmak ve halk sağlığının kalbinde yer alan ihtiyatlılık ilkesini ileri sürmek yerine, kapanma önlemlerine karşı çıkıyor ve Çin’e yönelik suçlamalarını artırıyor. Gazete, Pazartesi günkü bir makalede, Çin’in “yeterli sayıda insanın virüse karşı bağışık olduğu, virüsün nüfus içinde yayılamayacağı noktaya, toplum bağışıklığına doğru amansız ilerleyişi”ni kötülüyor. Çin’i “dünyanın son sıfır Covid ısrarcısı” olmakla suçluyor ve New York City’nin aynı gün özel şirketler için aşı zorunluluğunu duyurmasına rağmen, Çin’in 3-11 yaş arası çocukları aşılama çabasını saçma bir şekilde “otoriterlik” olarak sunuyor.
Gerçek şu ki, on milyonlarca ebeveyn, ABD’de ve her gelişmiş kapitalist ülkede çalışan ve orta sınıf ailelerin büyük çoğunluğu için uzaktan çalışma/eğitim seçeneği sağlanmadan, çocuklarını güvenli olmayan okullara göndermeye zorlandı. Gençleri ve ailelerini kasten kitlesel olarak enfekte etmeyi amaçlayan bu canice politika, dünya çapında milyonlarca insanı öldürürken, şimdi gençler Omicron varyantının artan tehdidiyle karşı karşıyalar. NYT ise bu canice politikaya sürekli destek verdi.
İşlenmeye devam eden bu suçlar, Dünya Sosyalist Web Sitesi tarafından başlatılan COVID-19 Pandemisine Yönelik Küresel İşçi Soruşturması ile kapsamlı bir şekilde ortaya çıkarılacaktır. Soruşturma her sektörden işçileri pandemi sırasında deneyimlerini anlatmaya çağırıyor.
Soruşturma, işlenen ve her gün devam eden suçların dinamik bir analizini içerecek. Bu süreç, yeni ve daha tehlikeli varyantların gelişmesini durdurmanın tek yolu olan COVID-19’un küresel olarak ortadan kaldırılması (eliminasyon) ve yok edilmesi (eradikasyon) mücadelesiyle yakından bağlantılı olacak.
Pandeminin başında Çin’de ve diğer Asya-Pasifik ülkelerinde alınan acil durum önlemleri, bugün Delta ve Omicron varyantlarının yayılmasını durdurmak ve milyonlarca hayatı kurtarmak için uluslararası işçi sınıfı tarafından öne sürülmelidir. Bunlar, kapsamlı testler, temaslı takibi, enfekte hastaların izolasyonu ve maske takma ile birlikte, okulların ve hayati olmayan işyerlerinin geçici olarak kapatılmasını ve bunlardan etkilenen işçiler için tam gelir desteği sağlanmasını içermektedir.
Her sektördeki ve ülkedeki işçiler, korporatist sendikalardan ve kapitalist siyasi partilerden bağımsız taban komiteler kurarak bu programı uygulamak için mücadele etmelidir. Yalnızca COVID-19’un küresel olarak ortadan kaldırılması çocukları ve tüm toplumu daha fazla gereksiz enfeksiyondan ve ölümden koruyacaktır.