NATO’nun Rusya ile savaşı pervasızca tırmandırması ve ABD’nin Çin’e karşı savaş hazırlıkları nükleer bir felakete doğru ilerliyor. Tam bir burjuva politikacısı olan BM Genel Sekreteri António Guterres bile Kıyamet Saati’nde “gece yarısına 90 saniye kaldığı, bunun da küresel felakete 90 saniye kaldığı anlamına geldiği” uyarısında bulunuyor.
Bu çılgınlığa ve ona eşlik eden sosyal yıkıma karşı dünya çapında güçlü bir işçi sınıfı hareketi gelişiyor. Fransa, Britanya ve Almanya’da milyonlarca kişi sosyal kesintilere ve ücretlerinin düşürülmesine karşı grev ve protestolara katılıyor.
Bu durum Sosyalist Eşitlik Partisi’nin (Sozialistische Gleichheitspartei, SGP) Berlin Temsilciler Meclisi (eyalet yasama organı) seçimleri için yürüttüğü kampanyaya büyük önem kazandırmaktadır. SGP, gerici Putin rejimiyle aynı safta yer almadan Alman hükümetinin savaş politikasına tutarlı bir şekilde karşı çıkan tek partidir. SGP, savaşa karşı mücadeleyi, topyekûn bir küresel felaketi önleyebilecek biricik toplumsal güç olan uluslararası işçi sınıfının seferberliğine dayandıran tek partidir.
Seçim kampanyamızın amacı savaşa yönelik muhalefete sosyalist bir perspektif ve ses kazandırmaktı. Militarizme karşı çıktık ve işçi hakları uğruna mücadeleyi savaşa ve onun nedeni olan kapitalizme karşı mücadeleyle ilişkilendirdik.
Ardı arkası kesilmeyen savaş propagandasına büyük Alman sosyalist Karl Liebknecht’in sloganıyla karşı çıktık: “Asıl düşman içeride!” ve “Uluslararası işçi sınıfının birliği için!” SGP’nin seçim bildirisinde şöyle deniyor: “Savaş, bankaların ve şirketlerin iktidarına son vermeden ve onları demokratik denetim altına almadan durdurulamaz.”
Egemen seçkinler işçileri milliyetçi sloganlarla birbirlerine karşı kışkırtır ve birbirlerini katletmeleri için üniformalar giydirirken, biz Dördüncü Enternasyonal’deki kardeş partilerimizle birlikte işçileri savaş çığırtkanlarına karşı harekete geçirmek için mücadele ediyoruz. Bunu Almanya’da, Avrupa’da, ABD’de, Rusya’da, Ukrayna’da ve dünyanın dört bir yanında yapıyoruz.
Son altı haftada Berlin genelinde yaklaşık 10.000 afiş astık, on binlerce seçim bildirisi dağıttık, onlarca bilgilendirme masası açtık ve sosyal medyada 20’den fazla video paylaştık. Ücret kesintilerine karşı çok sayıda grev ve protestoya müdahale ettik, sendika bürokrasisine savaş ilan ettik ve işçileri sosyalist bir perspektifle donatmaya çalıştık.
Dünya Sosyalist Web Sitesi aracılığıyla, dünyanın dört bir yanındaki işçiler, Birinci ve İkinci Dünya Savaşlarının korkunç suçlarının planlandığı şehir olan Berlin’deki kampanyamızı yakından takip ettiler.
Geçtiğimiz Cumartesi günü Potsdamer Platz’da “Yeniden silahlanmayı durdurun! Ukrayna’daki savaşı durdurun!” sloganıyla son mitingimizidüzenledik. Aynı yerde, 1 Mayıs 1916’da Karl Liebknecht, I. Dünya Savaşı’na karşı ilk kitlesel mitingi düzenlemişti. Liebknecht gösteri sırasında tutuklanmış ancak eylemleri etkili olmuştu. İki yıl sonra Liebknecht, Almanya’daki Kasım Devrimi’nin ön saflarındaydı.
Seçim kampanyamız, hepsi de Alman militarizmini destekleyen iktidar partilerinin savaş karteline karşı çıkan bir partinin var olduğunu açıkça ortaya koydu. Sosyal Demokratlar (SPD) 100 milyar avroluk bir silahlanma programı başlatırken Yeşiller en beter savaş kışkırtıcıları haline geldi. Sol Parti de Ukrayna’ya silah sağlanmasını destekliyor. Sol Parti’nin Berlin seçimlerindeki baş adayı Klaus Lederer, bu konudaki her türlü eleştiriyi “solcu gerici barış aşkı” olarak karalıyor.
Onların hepsi çılgınca savaş politikasını destekliyor çünkü hepsi kapitalist kâr sistemini savunuyor. 1914 ve 1939’da olduğu gibi, dünya savaşı doğrudan kapitalizmin çelişkilerinden kaynaklanmaktadır. Egemen seçkinler bu çelişkilere, o zaman olduğu gibi şimdi de emperyalist fetih savaşları yürüterek, işçileri azami ölçüde sömürerek ve ezerek yanıt veriyor.
Hitler’in Doğu’daki canice imha savaşı ve Holokost’un ardından, Almanya’nın egemen sınıfı bir kez daha dünya gücünü ele geçirmeye çalışıyor. Leopard tanklarının Ukrayna’ya teslim edilmesiyle birlikte Alman savaş tankları bir kez daha Rusya’ya karşı kullanılmaya başlandı. Savunma bütçesinin üç katına çıkarılması, Bundeswehr’i (silahlı kuvvetler) Avrupa’nın en kuvvetli askeri gücü haline getirecek.
SGP’nin kampanyası, sosyalist bir program temelinde uluslararası işçi sınıfının seferberliği yoluyla faşizme ve savaşa karşı mücadelenin bir “ütopya” olmadığını kanıtlamıştır.
Tüm dünyada savaşa ve savaşın sosyal sonuçlarına karşı kitlesel protestolar gelişiyor. Fransa’da milyonlarca işçi, Macron’un devasa yeniden silahlanma harcamalarını finanse etmek ve zenginleri daha da zenginleştirmek için kullanmak istediği emeklilik kesintilerini protesto etmek üzere sokaklara dökülüyor. Britanya’da da yüz binlerce kişi reel ücretlerdeki kesintilere ve grev hakkının kısıtlanmasına karşı grev yapıyor.
Sadece geçen hafta Berlin’de posta çalışanları, öğretmenler, hemşireler, çöp toplayıcıları ve diğer pek çok işçi greve gitti. İşçiler, hükümetin savaş politikalarını finanse etmek için reel ücretlerde yüzde 20-30 oranında kesinti yapılmasını kabul etmiyorlar. Almanya’nın DAX endeksinde yer alan şirketler rekor kârlar elde eder ve milyonerlerin sayısı artarken, on binlerce işçi işten çıkarılıyor.
I. Dünya Savaşı sırasında, fiyat artışlarına ve savaşa karşı ilk kitlesel protestolar ve grevler gerçekleşene kadar neredeyse iki yıl geçmişti. Bugün, NATO Rusya’ya karşı savaşı tırmandırırken, dünya çapında nesnel olarak devrimci olan güçlü bir toplumsal hareket gelişiyor. Temel görev, bu hareketi uluslararası düzeyde birleştirmek ve sosyalist bir perspektifle donatmaktır. Dünya Troçkist hareketi tarafından Stalinizme ve sosyal demokrasiye karşı savunulan uluslararası sosyalizm programı artık belirleyici bir önem kazanıyor.
Dördüncü Enternasyonal’in Uluslararası Komitesi’nin (DEUK) Almanya şubesi olan Sosyalist Eşitlik Partisi’nin seçim kampanyasının önemi burada yatmaktadır. Oy verebilecek olan herkesi 12 Şubat Pazar günü SGP’ye oy vermeye çağırıyoruz! SGP’ye verilecek her oy, savaş çığırtkanlarına karşı ve sosyalist bir perspektif için verilmiş bir oydur.
Ancak seçim kampanyası savaşa karşı uluslararası bir hareket inşa etmenin yalnızca bir adımıdır. Mücadele Pazar günü ve kesinlikle seçim sandığında sona ermeyecek. DEUK, savaş karşıtı bir hareket inşa etme kampanyasını genişletip yoğunlaştıracak ve önümüzdeki haftalarda savaşa karşı dünya çapında çok sayıda miting/toplantı düzenleyecek.
WSWS okurlarına sesleniyoruz: Kampanya fonumuzu destekleyin ve DEUK’a üye olun!