Birinci Bölüm | Üçüncü Bölüm | Dördüncü Bölüm
COVID-19 pandemisi ve kitlesel ölüm ve acıların normalleştirilmesi
1. Yeni yıla girerken, COVID-19 pandemisi küresel nüfusun yaşamı ve sağlığı üzerinde büyük bir tahribat yaratmaya devam ediyor. Şu anda dünya, Aralık ayında küresel olarak hızla baskın hale gelen, ciddi ölçüde mutasyona uğramış, son derece bulaşıcı ve bağışıklığa dirençli JN.1 varyantının körüklediği bir başka kitlesel enfeksiyon, güçten düşme ve ölüm dalgasına daha katlanıyor. Joe Biden’ın Eylül 2022’de yaptığı “pandemi sona erdi” açıklamasıyla örneklenen, her kapitalist hükümetin ve şirket medyasının yalanlarının propagandadan başka bir şey olmadığı ortaya çıkmıştır.
2. Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri (CDC) tarafından yayımlanan en son atık su verilerine göre –tüm pandemi gözetim sistemlerinin kaldırılması nedeniyle virüsün yayılmasını izlemek için artık tek güvenilir ölçüt– 23 Aralık’ta ABD, bütün pandemi boyunca en yüksek ikinci viral bulaşma seviyesine ulaştı. Bu, 115 milyon Amerikalının tatil için aile üyelerini ziyaret etmek üzere uzak mesafelere seyahat ederek virüsü farkında olmadan sevdiklerine yaymasından önceydi.
3. Bilim insanları bu dalganın yakında günde yaklaşık 2 milyon enfeksiyonla zirveye ulaşacağını ve dalga süresince Amerikan nüfusunun yaklaşık üçte birinin, yani yaklaşık 100 milyon kişinin COVID-19 ile enfekte olacağını öngörüyor. Atık su verilerinin halen takip edildiği tüm ülkelerde, JN.1’in küresel olarak baskın hale gelmesiyle birlikte geçtiğimiz ay boyunca rekora yakın ve hatta rekor seviyelerde bulaşma belgelenmiştir.
4. Her bir gecikmeli gösterge –hastaneye yatışlar, ölümler ve Uzun COVID’den kaynaklanan acılar– önümüzdeki haftalarda ve aylarda dünya çapında giderek kötüleşecektir. ABD’nin en çok etkilenen Kuzeydoğu ve Ortabatı bölgelerinde hastaneye yatışlar şimdiden artmaya başladı ve bir dizi hastane zincirini, hastalarla dolup taşarken ayakta kalmak için çaresizce maske takma kurallarını yeniden uygulamaya zorladı. Roma ve İtalya’nın diğer bölgelerinin yanı sıra diğer ülkelerdeki hastaneler de solunum yolu hastalıklarından muzdarip hastalarla dolup taşıyor. ABD’de resmi COVID-19 ölümleri son üç aydır her hafta 1.000’i aştı ve artmaya devam edecek. Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) enfeksiyonların yüzde 10’unun Uzun COVID’e yol açtığı yönündeki ihtiyatlı tahminini kullanırsak, önümüzdeki aylarda en az 10 milyon Amerikalı daha bu korkunç hastalıktan muzdarip olacak.
5. Pandeminin mevcut durumunu çevreleyen tüm gerçekler ve veriler, bitmek bilmeyen yalanlara, manipülasyonlara ve propagandaya maruz kalan ve şimdi bir sessizlik örtüsüyle örtülmüş olan dünya nüfusundan gizlenmektedir. Hükümet, şirketler, medya ve sendika bürokrasileri tarafından krizin gerçek ciddiyetinin sistematik bir şekilde örtbas edilmesi söz konusudur. Resmi politika, sonuçları ne olursa olsun, her gün dünya çapında milyonlarca kişi hastalanırken ve binlerce kişi ölürken, pandemi gerçeğini görmezden gelmeye, inkâr etmeye ve tahrif etmeye dönüşmüştür.
6. Kapitalist sınıf, “sonsuza kadar COVID” politikasını seçerek, virüse her yıl milyarlarca insanı enfekte etme, milyonlarcasını güçten düşürme ve öldürme özgürlüğü tanımış ve kontrolsüz viral evrim için en uygun koşulları yaratmıştır. İlkeli bilim insanları, COVID-19’un çok daha patojenik ve ölümcül hale gelmesini engelleyen hiçbir şeyin olmadığı ve tüm hafifletici önlemlerin ortadan kaldırılmasının böyle bir varyantın evrimleşme olasılığını daha da artırdığı konusunda uyarıda bulunmaya devam ediyor.
7. Egemen seçkinler soykırımı ve nükleer savaşı normalleştirdikleri gibi, COVID-19’un engellenmeden yayılması yoluyla meydana gelmeye devam eden kitlesel ölümleri ve insani acıları da kasıtlı olarak normalleştirdiler. İnsan hayatına karşı aynı kayıtsızlık şimdi iktidar salonlarına, özellikle de 21. yüzyılda kapitalist barbarlığa doğru alçalışa öncülük eden emperyalist merkezlere nüfuz etmektedir.
8. Pandeminin neden olduğu gerçek ölüm seviyesinin en doğru ölçütü, pandemi öncesi referans değerlerinin üzerindeki fazladan ölümlerdir. The Economist’in hesaplamalarına göre 2020 yılında pandemiye atfedilebilecek 5 milyon 460 bin ölüm gerçekleşmiştir. Delta varyantının yalnızca Hindistan’da milyonlarca kişinin ölümüne yol açtığı pandeminin en ölümcül yılı olan 2021’de ise 12 milyon 540 bin fazladan ölüm meydana gelmiştir. 2022’de ise 6 milyon 900 bin fazladan ölüm daha gerçekleşmiştir. Geçtiğimiz yıl, The Economist’in verilerini güncellediği son tarih olan 18 Kasım’a kadar 2 milyon 500 bini aşkın fazladan ölüm meydana gelmişti. Toplamda şu anda 27,4 milyon kümülatif fazladan ölüm söz konusu ve bu sayı resmi rakam olan 7 milyonun dört katıdır.
9. Bu ölümlerin ezici çoğunluğu, ya enfeksiyonun akut aşamasında ya da virüsün vücut üzerinde yaratabileceği sayısız olumsuz etki nedeniyle doğrudan COVID-19’a atfedilebilir. 2020’den bu yana binlerce çalışmada belgelendiği üzere, COVID-19 enfeksiyonu kalp krizi, felç, böbrek hastalığı, diyabet, bağışıklık düzensizliği, çeşitli nörolojik bozukluklar vb. riskini artırmaktadır.
10. Önlenebilir olan bu devasa seviyedeki ölümlerin dışında, pandemi aynı zamanda insanlık tarihindeki en büyük ölçekli güçten düşmeye de yol açmıştır. Şu anda dünya çapında yüz milyonlarca insan, Uzun COVID olarak bilinen ve vücuttaki neredeyse her organı etkileyebilen uzun süreli semptomlardan muzdariptir. Çok sayıda çalışma, kişinin Uzun COVID geliştirme riskinin her yeniden enfeksiyonla birlikte arttığını göstermiştir; Statistics Canada’da geçen ay yayımlanan bir çalışma, Uzun COVID geliştiren Kanadalıların oranının ilk COVID-19 enfeksiyonundan sonra yüzde 14,6’dan üçüncü enfeksiyondan sonra yüzde 38’e yükseldiğini ortaya koymuştur.
“Sonsuza kadar COVID” politikasının gelişimi
11. Pandeminin ilk yılında, farklı ülkelerde ve her ülkenin egemen sınıfının farklı kesimlerinde üç alternatif strateji ortaya çıktı: ortadan kaldırma (eliminasyon), azaltma ve “sürü bağışıklığı.” Herhangi bir halk sağlığı önlemi almadan virüsün yayılmasına izin verme şeklindeki son politika ilk olarak İsveç, Büyük Britanya, Brezilya, ABD’nin bazı bölgeleri ve diğer ülkelerde uygulandı. Bu politika hızla halklara karşı bir savaş halini aldı ve kelimenin tam anlamıyla suç teşkil ediyordu.
12. Kapitalist vurgunculuğun basit hesapları bu ülkelerin politika kararlarını belirledi: Borsalarda bir milyar dolar kaybedileceğine bir milyon insanın ölmesi daha iyiydi. CARES Yasası ve diğer kurtarma paketleri Mart-Nisan 2020’de küresel finans başkentlerinde güvence altına alındığında, egemen sınıfın tutumu derhal halk sağlığına karşı daha büyük bir düşmanlığa ve kitlesel ölüm ve Uzun COVID ile güçten düşme karşısında kayıtsızlığa dönüştü. Dönemin Britanya Başbakanı Boris Johnson, yakın tarihli Birleşik Krallık COVID Soruşturması’nda ortaya çıktığı üzere, COVID-19’un “sadece doğanın yaşlı insanlarla başa çıkma yöntemi” olduğunu ifade ederek bu canice bakış açısını özetlemiştir.
13. ABD’de New York Times köşe yazarı Thomas Friedman, İsveç’in pervasız politikasını benimseyerek “kaş yapalım derken göz çıkarmayalım” (“çare hastalıktan kötü olamaz”) sloganını ortaya attı ve bu söz kısa süre içinde Donald Trump’ın işe dönüş yanlısı ve kapanma karşıtı propagandasının şiarı haline geldi. WSWS, COVID, Kapitalizm ve Sınıf Savaşı: Pandeminin Sosyal ve Siyasal Kronolojisi’nin Giriş bölümünde şunları kaydetmiştir:
Bu ifade özünde mali oligarşinin sınıfsal çıkarlarını ifade ediyordu. İki haftadan kısa bir süre sonra artık sokağa çıkma yasaklarına ya da viral bulaşmayı yavaşlatan ancak şirketleri emek sömürüsü ve kâr elde etmek için ihtiyaç duydukları işgücünden mahrum bırakan diğer temel halk sağlığı önlemlerine tahammül edilmeyecekti.
14. Diğer ülkelerde, 2020 yılında, azaltma stratejisinin bir parçası olarak maske takmanın yanı sıra daha sıkı kapanmalar uygulandı. Aşıların 2021’de piyasaya sürülmesiyle birlikte, aşılama, maske takma ve diğer sınırlı azaltma önlemleri yoluyla pandeminin kademeli olarak sona erdirileceği görüşü yaygınlaştı. Bunun kuruntusal bir hayal olduğu, Mayıs 2021’de daha patojenik Delta varyantının ve özellikle Kasım 2021’de yüksek derecede bulaşıcı Omicron varyantının evrimleşmesiyle ortaya çıktı.
15. Omicron hızla milyarlarca insanı enfekte edip dünya çapında milyonlarca insanı öldürürken, pandemiye verilen evrensel kapitalist tepki, COVID-19’un yayılmasını azaltmaya yönelik tüm çabaların açık bir şekilde baltalanmasına ve reddedilmesine dönüştü. Omicron ve onun tüm soyunu “hafif”, “endemik” ve mevsimsel griple karşılaştırılabilir olarak göstermek için amansız bir propaganda kampanyası başlatıldı. 2022 yılı boyunca, okullarda ve diğer kamusal alanlarda tüm maske zorunlulukları kaldırıldı, ücretsiz PCR test merkezleri kaldırıldı ve vakaların, hastaneye yatışların ve ölümlerin veri raporlaması kademeli olarak zayıflatıldı.
16. Bu kampanya 2023 yılı boyunca daha da derinleşti. Geçtiğimiz Mayıs ayında, Dünya Sağlık Örgütü (WHO), Biden yönetimi ve diğer ulusal sağlık kurumları COVID-19 halk sağlığı acil durum (PHE) ilanlarını resmen sona erdirerek, yüzyılı aşkın bir süredir yaşanan en büyük halk sağlığı krizine yönelik tüm resmi müdahaleleri fiilen terk ettiklerini resmi olarak tescil etmiş oldular. Sonuç olarak, küresel nüfusun geniş kesimleri silahsızlandırılmış ve pandeminin devam eden tehlikelerinden habersiz hale gelmiştir.
17. Aynı zamanda, PHE’lerin sona ermesi, vaka ve ölümlerin raporlanması ve hastanelerde yapılan testler de dahil olmak üzere tüm pandemi gözetiminin ortadan kaldırılmasını kolaylaştırmış ve resmi istatistikleri tamamen hatalı hale getirmiştir. Bu politika değişikliği aynı zamanda tüm testlerin, aşıların ve tedavilerin özelleştirilmesini de beraberinde getirdi. Pfizer ve Moderna artık aşıları için hastalardan ve sigorta şirketlerinden 100 doların üzerinde ücret talep ediyor ve Pfizer hayat kurtaran tedavisi Paxlovid’i, muhtemelen önümüzdeki yıl devlet stokları tükendiğinde 1.390 dolardan satışa sunmayı planlıyor. 2023’te 13,4 milyondan fazla Amerikalı sağlık sistemi Medicaid’den çıkarıldı ve 2024’te milyonlarca kişinin daha bu hayati sağlık sigortasını kaybetmesi planlanıyor. Ülke genelindeki hastaneler, en riskli nüfusu korumak için gerekli olan maske zorunluluklarını kaldırarak geçen yıl hastane kaynaklı COVID-19 enfeksiyonlarında ve ölümlerde büyük bir artışa neden oldu. Benzer süreçler Avrupa’da da yaşanırken, dünyanın büyük bir bölümünde güncellenmiş aşılar ve Paxlovid gibi tedaviler nüfusun büyük çoğunluğu için mevcut bile değil.
18. “Sonsuza kadar COVID”in evrensel olarak benimsenmesi, egemen sınıfın tüm kesimlerinde öjeni yanlısı anlayışların yeniden canlanmasını gerektirmiştir. Sürekli kitlesel enfeksiyon, güçten düşme ve ölüm dalgalarını meşrulaştırmak için, yaşlıların ve en savunmasızların resmi toplum tarafından değersiz görülmesi gerekiyordu.
19. Bu faşizan ideolojinin en açık ifadeleri, Biden yönetimi altında ABD’deki en üst düzey iki halk sağlığı yetkilisi olan Dr. Rochelle Walensky ve Anthony Fauci tarafından dile getirildi. Walensky, 7 Ocak 2021’de, Omicron varyantının ortaya çıkmasından sadece haftalar sonra ve COVID-19 hastaneye yatışlarının ve ölümlerinin arttığı koşullarda, ABC’ye verdiği bir röportajda “ölümlerin ezici çoğunluğunun başlangıçta sağlıksız kişilerde” meydana gelmesinin “cesaret verici bir haber” olduğunu belirtti. Yaklaşık iki yıl sonra, 28 Ağustos 2023’te Fauci BBC’ye verdiği demeçte, “savunmasız olanlar havlu atacaklar; enfekte olacaklar, hastaneye kaldırılacaklar ve bazıları ölecek,” dedi.
20. Bilime yönelik saldırılar, pandeminin dördüncü yılında en yüksek noktasına ulaşmış ve “pandeminin sona erdiği” şeklindeki kesinlikle yanlış iddianın evrensel olarak benimsenmesine dayanan maske takmayı caydırma ve maske takmaya karşı çıkma kampanyası belirgin bir şekilde tırmanmıştır. Küresel çapta tüm hükümetlerden ve burjuva medya kuruluşlarından yayılan bu sistematik dezenformasyon kampanyasının bilimsel hiçbir dayanağı yoktur.
21. Sonuçta, güçlü mali ve ekonomik çıkarlar, ortalama yaşam süresini düşürmeye yönelik kasıtlı bir çabanın parçası olarak azaltıcı önlemlerin terk edilmesini bilinçli olarak desteklemiştir. Bu öjeni yanlısı politika, Biden yönetimindeki önde gelen halk sağlığı yetkilileri tarafından uygulandı. Biden, kısmen, kampanyasında verdiği “bilimi takip etme” ve pandemiyi durdurma sözü nedeniyle seçilmişti. Bizzat kendisi, Ocak 2023 itibariyle COVID-19’dan ölümleri “düşünmeyi bıraktığını” itiraf etti. Biden 700.000’den fazla Amerikalının ölümü sürecini yönetti.
22. Pandemiyle mücadele, Peter Hotez gibi bilim insanlarının hayatlarına yönelik fiziksel tehditler de dahil olmak üzere bilim camiasına yönelik Demokratik Parti’nin de uyum sağladığı bir kampanyayla, amansız bir saldırıyla baltalandı. Aynı zamanda, kamu eğitimi, on yıllardır süren bütçe kesintilerinin ardından serbest düşüş halinde ve şimdi tüm ek pandemi fonları kurudukça bu durum daha da artmaktadır. Halk sağlığının tüm temel ilkeleri de dahil olmak üzere Aydınlanma’dan bu yana yaşanan tüm ilerici gelişmeler, faşizme ve nükleer savaşa doğru hızla ilerleyen bir egemen sınıf tarafından geri alınmaya çalışılıyor.
2024’te küresel eliminasyon mücadelesi
23. Pandemiye yönelik üçüncü strateji olan ortadan kaldırmanın (eliminasyon) en başından beri mümkün olduğu, Çin ve diğer ülkelerdeki deneyimlerle kanıtlanmış, bu da kitlesel ölüm politikası ve programına bir alternatif olduğunu göstermiştir. Yüzyıllar boyunca geliştirilen ve bu alandaki uzmanlar tarafından iyi bilinen halk sağlığı yöntemlerinin doğru bir şekilde uygulanmasıyla COVID-19’un yayılması durdurulabilir ve hayatlar kurtarılabilirdi.
24. Çin Komünist Partisi (ÇKP), pandeminin ilk başlardaki yanlış yönetiminin toplumda giderek artan bir muhalefete yol açmasının ardından, Ocak 2020’de hızla rota değiştirdi ve tüm viral bulaşma zincirlerini kesmek amacıyla kitlesel testler, titiz temaslı takibi ve tüm enfekte hastaların güvenli bir şekilde izole edilmesiyle birlikte gerekli olan kapanmaları uygulamaya koydu. 76 gün sonra, nüfus kapanmadan çıktı ve pandemi öncesindeki nispeten normal koşullara geri döndü. Virüsün Çin’in sınırlarından girme tehdidi yakından izlendi ve her salgın bastırıldı. Yeni Zelanda, Vietnam, Avustralya ve diğer ülkeler Çin’in modelini takip ederek benzer şekilde uzun süreler boyunca Sıfır COVID politikasını sürdürdüler.
25. Pandeminin ilk yılında, dünya genelinde milyonlarca kişi ölürken, Çin’deki ilk salgında sadece 4.634 kişi hayatını kaybetmiş, bunu bir sonraki yıl sadece dört ölüm izlemiştir. Ancak bu ortadan kaldırma stratejisinin uzun vadede uygulanabilirliği, uluslararası alanda uygulanmasına bağlıydı. Çin’in ekonomik stratejisindeki aynı temel çelişki, ülkenin tüm gelişiminin milliyetçi temeller üzerine oturtulması, pandemi sürecinde kendini trajik bir şekilde gösterdi.
26. Sonraki iki buçuk yıl boyunca emperyalist güçler, uzun süredir devam eden savaş hazırlıklarının bir parçası olarak, pandemiyi Çin’e karşı silah olarak kullandılar. Bu Çin karşıtı propagandanın ana eksenleri, Trump’ın faşist danışmanı Steve Bannon tarafından Ocak 2020’de pandeminin tüm suçunu Çin’in üzerine yıkmak için uydurulan bir komplo teorisi olan “Vuhan Laboratuvarı Yalanı” ve hayat kurtaran Sıfır COVID politikasına karşı bitmek bilmeyen ajitasyondu. Bu durum, Apple, Nike ve diğer büyük Batılı şirketlerin, Omicron varyantının yayılmasını önleyen geçici kapanmalara yanıt olarak, 2022 sonbaharında üretim tesislerini Çin dışına taşıma yönündeki açık tehditleriyle doruğa ulaştı. Gerçekte emperyalizm, garantili ucuz işgücü karşılığında Çin nüfusunun hayatını ve sağlığını gasp etmiştir.
27. Sonunda bu baskılara boyun eğen Çin hükümeti, Kasım-Aralık 2022 tarihleri arasında tüm Sıfır COVID önlemlerini hızla kaldırma yönünde kesinlikle acımasız ve gerici bir karar aldı. Çin nüfusu için sonuçlar felaketten başka bir şey olmadı. Çok sayıda bilimsel çalışma, bu politika değişikliğinin bir sonucu olarak geçen kış 1 ila 2 milyon Çinlinin COVID-19 tarafından öldürüldüğünü tahmin ediyor. O zamandan beri Çin, küresel “sonsuza kadar COVID” politikasıyla bütünleşmiş durumda. Geçtiğimiz yıl yaşanan çok sayıda enfeksiyon ve ölüm dalgasının ardından, ülkenin 1,4 milyarlık nüfusunun 100 milyondan fazlası şu anda muhtemelen Uzun COVID’den muzdarip.
28. Çin’de Sıfır COVID ile elde edilen uzun süreli başarı, daha az gelişmiş ve yoğun nüfuslu ülkelerde bile COVID-19’a yönelik bir ortadan kaldırma stratejisinin uygulanabilirliğini kanıtlamıştır. Aynı zamanda, onun son bulması, emperyalizm çağında ulusal temelli herhangi bir programın uygulanamaz olduğunu bir kez daha doğrulamıştır. Uygulanamaz olduğu kanıtlanan şey, bu politikanın kendisi değil, ulusal çerçeveydi. Ortadan kaldırma hem uygulanabilir hem de elzem olmaya devam etmektedir ancak bu artık sadece aşağıdaki ilkeler için mücadele eden bir kitle hareketinin inşası yoluyla başarılabilir:
- Pandemiye karşı mücadele, sosyalist bir çözüm gerektiren siyasi ve devrimci bir sorundur.
- Kamu sağlığının örgütlenmesi şirket kârı değil, toplumsal ihtiyaç temelinde olmalıdır.
- Kâr güdüsü tüm sağlık, ilaç ve sigorta şirketlerinden tamamen çıkarılmalıdır.
29. Pandeminin durdurulabilmesinin tek yolu, tüm dünya nüfusunun dayanışma içinde ve geniş tabanlı bir halk sağlığı programını uygulamak için kolektif bir kararlılıkla hareket ettiği, küresel olarak koordine edilen bir ortadan kaldırma stratejisidir. Bu strateji, kitlesel testler, temaslı takibi, tüm enfekte hastaların güvenli bir şekilde izole edilmesi ve tedavisi, yüksek kaliteli maskelerin genel kullanımı ve HEPA filtreleri ile Far-UVC cihazlarının güvenli bir şekilde uygulanması yoluyla temiz iç mekan havası sağlamak için tüm kamu binalarının yenilenmesi etrafında şekillenmelidir.
30. Pandeminin dört yılının ardından, tüm kamu sağlığı harcamalarını para delisi bir mali oligarşinin doymak bilmez kâr çıkarlarına tabi kılan dünya kapitalizmi altında böyle bir küresel stratejinin asla ortaya çıkmayacağı çok açıktır. Halk sağlığında merkezi bir kavram olan, bir hastalığın ortadan kaldırılması ya da yok edilmesi gerektiği fikri terk edilmiştir. Sadece dünya sosyalist devrimi yoluyla pandemiyi sona erdirmek ve kapitalist barbarlığa ve Üçüncü Dünya Savaşı’na daha fazla sürüklenmeyi durdurmak mümkün olacaktır.
31. Pandemi hakkında söylenenler, etkisi dünyanın geniş kesimleri tarafından her zamankinden daha şiddetli bir şekilde hissedilen iklim değişikliğinin büyüyen varoluşsal tehdidi için daha da büyük bir önem taşıyor. Geçtiğimiz yıl neredeyse her gün sıcaklık rekorlarının kırılmasına ve dünya genelinde çok sayıda aşırı hava olayına tanıklık edildi. Devasa orman yangınları, sıcak hava dalgaları ve hava kirliliği her kıtada yaygınlaşırken, buzulların küresel erimesi de giderek hızlanıyor. Çok sayıda çalışma, iklim değişikliği ve plansız kentleşme yoluyla Dünya’nın ekosistemlerinin istikrarsızlaştırılmasının binlerce türü doğal yaşam alanlarının dışına ittiğini ve böylece yayılma olaylarının ve gelecekteki pandemilerin olasılığını artırdığını göstermiştir.
32. Bilimin geliştirilmesi ve toplumun kaynaklarının bu acil sosyal ihtiyaçların karşılanması için seferber edilmesi ancak dünya sosyalist toplumu altında gerçekleştirilebilir. Savaşa karşı mücadeleden daha az olmamak üzere, pandemi ve iklim değişikliğine karşı mücadele uluslararası bir sosyalist hareketin inşasını gerektirmektedir. Dördüncü Enternasyonal’in Uluslararası Komitesi, dünyada bu politikalar uğruna mücadele eden tek gerçek sosyalist harekettir.
33. Pandemi konusunda Dünya Sosyalist Web Sitesi’nin (WSWS) yakınından dahi geçebilecek başka bir yayın olmaması dikkat çekicidir. Pandemiye karşı tek sistematik, birleşik kampanya, DEUK, ona bağlı Sosyalist Eşitlik Partileri ve WSWS tarafından dünya çapında yürütülmüştür. Çeşitli orta sınıf sahte sol eğilimler ya pandemiyi görmezden gelmiş ya da “sonsuza kadar COVID”i açıkça benimsemiştir. Sendika bürokrasileri sürekli olarak egemen sınıfın çıkarlarına hizmet etmiştir. Her sektörde, özellikle de en tehlikeli koşullarda korumasız çalışmak zorunda kalan sağlık çalışanları ve eğitimciler arasında, tabandaki işçiler tarafından dile getirilen büyük kaygılar karşısında, sendika bürokratları, işçileri kitlesel enfeksiyon, güçten düşme ve ölüme kurban eden amirler olarak işlev gördüler.
34. Pandemiye karşı mücadele tamamen devrimci bir sorundur. DEUK, bunu başından beri anlayan, bunun için mücadele eden ve işçi sınıfı içinde sistematik bir eğitim ve aydınlatma kampanyası yürüten tek siyasi örgüttür. WSWS’de pandemi üzerine 6.000’den fazla makale yayımlanmıştır. Dünyadaki hiçbir yayın organı, burjuva ya da sahte sol basın, pandeminin gelişimini ele almaya dahi devam etmemektedir.
35. Pandemiye karşı mücadele, önümüzdeki yıl işçi sınıfının mücadelesinin merkezine yerleştirilmelidir ve bu mücadele sadece toplu sözleşme meseleleriyle sınırlı kalmayacaktır. En temel yaşam ve sağlık hakları ile halk sağlığı için yüzyıllardır verilen mücadele de dahil olmak üzere, derin toplumsal meseleler bu mücadelenin merkezinde yer almaktadır. Sadece işçi sınıfının tarihsel çıkarlarını ifade eden DEUK, bu ilkeler için dünya ölçeğinde mücadele etmiştir ve etmeye devam edecektir.