Koronavirüsün JN.1 varyantı küresel olarak artmaya devam ederken, Amerika Birleşik Devletleri’nde ve Kuzey Yarımküre’de bir başka ölüm kışı yaşanıyor. ABD’de Salı günü açıklanan atık su verileri, ikinci en yüksek kitlesel enfeksiyon dalgasının ortasında, her gün 2 milyondan fazla insanın COVID-19 ile enfekte olduğunu gösteriyor. Pandemi başladığından beri, sadece 2021-22 kışındaki Omicron varyantının ilk dalgası bu yeni dalgayı gölgede bırakabildi.
Şu anda sosyal medyada ABD, Kanada ve Avrupa’daki hastanelerin COVID hastalarıyla dolup taştığına dair haberler yer alıyor. Giderek artan sayıda hastanede bekleme odaları dolup taşıyor; acil servisler ve yoğun bakım üniteleri tam kapasiteye ulaşmış ya da yaklaşmış durumda; ambulanslar geri çevriliyor ya da hastalarını bırakmak için saatlerce beklemek zorunda kalıyor.
Resmi rakamlara göre, Kuzey Carolina’nın Charlotte kentindeki COVID-19 hastaneye yatışları şu anda tüm pandemi boyunca görülen en yüksek seviyelerde. Toronto’da Kanada Acil Hekimler Birliği Başkanı Dr. Michael Howlett City News’e yaptığı açıklamada, “1987’den beri acil servislerde çalışıyorum ve bu şimdiye kadarki en kötü durum. Yanına dahi yaklaşılamaz” dedi ve ekledi: “Bekleme odalarında ölen insanlar var çünkü onları koyacak yerimiz yok. İnsanlar ambulans sedyesinde ya da yerde hayata döndürülmeye çalışılıyor.”
Cleveland Clinic’te akciğer ve yoğun bakım uzmanı olan Dr. Joseph Khabbaza TODAY’e şunları söyledi: “Şu anki tür, önceki türlere kıyasla daha sert bir etkiye sahip gibi görünüyor. Dolaşımdaki mevcut türün bazı özellikleri muhtemelen (onu) biraz daha öldürücü ve patojenik hale getiriyor ve insanları önceki (varyantlardan) daha fazla hasta ediyor.”
Nitekim yakın zamanda yapılan iki çalışma, JN.1’in alt akciğerdeki hücreleri daha etkili bir şekilde enfekte ettiğini göstermektedir ki bu özellik daha ölümcül olduğu düşünülen Omicron öncesi türlerde de mevcuttu. Almanya ve Fransa’daki araştırmacılar tarafından yapılan bir çalışmada, JN.1’in evrimleştiği “Pirola” lakaplı varyant olan BA.2.86’nın “erken SARS-CoV-2 soylarının bir özelliğini yeniden kazandığı kaydedilmiştir: güçlü akciğer hücresi girişi. Bu varyant, önceki Omicron alt soylarına kıyasla daha yüksek bir sağlık tehdidi oluşturabilir.”
Devam etmekte olan kitlesel enfeksiyon dalgasının insan hayatına verdiği zarar çok büyüktür. Amerikan nüfusunun üçte birinin ya da 100 milyondan fazla insanın sadece mevcut dalga sırasında COVID-19’a yakalanacağı tahmin edilmektedir. Bu muhtemelen on binlerce ölümle sonuçlanacak ve bunların çoğu ABD’deki COVID-19 test ve veri raporlama sistemlerinin çökmesi nedeniyle düzgün bir şekilde kaydedilemeyecek. The Economist en son 18 Kasım’da -JN.1 dalgası başlamadan önce- aşırı ölümlerin takibini güncellediğinde, toplam ölü sayısı 27,4 milyondu ve her gün yaklaşık 5.000 kişi ölmeye devam ediyordu.
Mevcut dalga, 2020’den bu yana çok sayıda kalıcı ve sıklıkla güçten düşürücü etkilere neden olduğu iyi bilinen Uzun COVID’den, daha fazla sayıda kitlenin acı çekmesine de neden olacaktır. Daha geçen hafta, Nature Portfolio’da COVID-19 enfeksiyonunun 20 yıl yaşlanmaya benzer beyin hasarına neden olabileceğini gösteren bir basım öncesi çalışma yayınlandı. Sonuçlar, depresyona neden olan zihinsel eksiklikler, yoğun duygularla başa çıkma yeteneğinin azalması, dikkat süresinin kısalması ve bilgiyi tutma yeteneğinin bozulmasıdır.
Diğer araştırmalar virüsün kalbe, bağışıklık sistemine, sindirime ve esasen diğer tüm kritik vücut fonksiyonlarına saldırabileceğini göstermektedir. COVID-19’un ilk belirtileri gribe benzeyebilir, ancak gerçek şu ki virüs vücuttaki neredeyse her organı etkileyebilir ve bunu ilk enfeksiyondan sonra yıllarca sürdürebilir. Aşılama Uzun COVID riskini biraz azaltsa da, virüsün tam etkisi nesiller boyunca hissedilecektir.
Son kış enfeksiyon ve hastaneye yatış dalgası, Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ve Biden yönetiminin COVID-19 halk sağlığı acil durum (PHE) ilanlarını herhangi bir bilimsel gerekçe olmaksızın sona erdirmelerinden sadece sekiz ay sonra gerçekleşti. Bu durum, pandemiye yönelik tüm resmi müdahalelerin toptan rafa kaldırılmasına ve virüsün tüm küresel nüfusu sonsuza kadar enfekte etmesine yol açtı.
Şirket medyasında koronavirüsle ilgili herhangi bir ifadeye yer verilmemesi resmi haberciliğin sonunu getirdi. O andan itibaren, hastanelerde ya da kamuya mal olmuş kişiler arasında görülen hastalıklardan bahsedildiğinde, bu her zaman “solunum yolu hastalığı” gibi örtülü bir ifadeyle geçiştirildi. COVID, koronavirüs ve pandemi kelimeleri kara listeye alındı ve hastalığın tehlikelerine ilişkin gerçekler etkin bir şekilde bastırıldı.
Halk sağlığına yönelik bu küresel saldırının kümülatif sonuçlarını özetleyen WSWS Uluslararası Yayın Kurulu, 2024 Yeni Yıl açıklamasında şunları yazdı:
Pandeminin mevcut durumunu çevreleyen tüm gerçekler ve veriler, bitmek bilmeyen yalanlara, manipülasyonlara ve propagandaya maruz kalan ve şimdi bir sessizlik örtüsüyle örtülmüş olan dünya nüfusundan gizlenmektedir. Hükümet, şirketler, medya ve sendika bürokrasileri tarafından krizin gerçek ciddiyetinin sistematik bir şekilde örtbas edilmesi söz konusudur. Resmi politika, sonuçları ne olursa olsun, her gün dünya çapında milyonlarca kişi hastalanırken ve binlerce kişi ölürken, pandemi gerçeğini görmezden gelmeye, inkâr etmeye ve tahrif etmeye dönüşmüştür.
Son atık su verilerine cevaben, çoğu mevcut dalganın ciddiyetini küçümsemeye çalışan ve hastanelerde derinleşen krizi büyük ölçüde görmezden gelen sadece birkaç haber yayınlandı.
Resmi karartma, sosyal yaşamda olağanüstü bir çelişkiye yol açmıştır. Kitlesel enfeksiyon gerçeği, herkesin COVID-19 nedeniyle şu anda veya yakın zamanda hasta olan, hatta hastaneye kaldırılan veya ölen bir arkadaşını, komşusunu, aile üyesini veya iş arkadaşını tanıdığı anlamına geliyor. Ancak pandemi tehlikesini görmezden gelmeye yönelik amansız baskı, alışveriş merkezlerinin, süpermarketlerin, işyerlerinin ve hatta doktor muayenehanelerinin ve hastanelerin kendilerini korumak için maske takmak gibi temel ve basit bir önlemi almayan insanlarla dolu olduğu anlamına geliyor. Kişinin evinin dışına yaptığı her ziyaret, uzun vadeli sonuçları bilinmeyen enfeksiyon kapma riski taşıyor.
Pandemi beşinci yılına girerken, bu dünya çapında tarihsel deneyimden dersler çıkarmak kritik önem taşımaktadır. Geçtiğimiz dört yıl, kapitalist hükümetlerin bu hastalıkla mücadelede hem isteksiz hem de aciz olduğunu açık bir şekilde göstermiştir. Onların öncelikli kaygısı, insan yaşamı ve sağlığı açısından bedeli ne olursa olsun, şirketlerin kâr birikiminin hız kesmeden devam etmesini sağlamak olmuştur.
Koronavirüse karşı gerçek çözüm, onu görmezden gelmek değil, virüsün dünya çapındaortadan kaldırılması (eliminasyon) ve yok edilmesi (eradikasyon) için bir kampanya geliştirmektir. Bunun için maske zorunluluğu, toplu testler ve temaslı takibinin yanı sıra güncellenmiş havalandırma sistemlerinin kurulması ve virüsün yayılmasını durdurmak için Far-UVC teknolojisinin güvenli bir şekilde kullanılması gerekmektedir. Bu küresel halk sağlığı programının kaynakları, pandeminin yol açtığı kitlesel acılardan bizzat sorumlu olan bankalar ve finans kuruluşlarından alınmalıdır.
Tüm bu önlemler doğrudan kar güdüsünü ve toplumun gerçek hastalığı olan kapitalizmi karşısına almaktadır. Bu nedenle, koronavirüse karşı mücadele öncelikle tıbbi ya da bilimsel değil, siyasi ve toplumsaldır. Uluslararası işçi sınıfı pandeminin gerçek tehlikeleri konusunda eğitilmeli ve aynı anda hem hastalığın yayılmasını hem de kitlesel ölümlere yol açan toplumsal düzeni durdurmak üzere harekete geçirilmelidir. Bu, dünya sosyalizmini kurmak için devrimci bir mücadeleye dönüştürülmelidir.