Troçki’nin Son Yılı
Troçki cinayeti; adı bütün tarih boyunca karşıdevrimci hainlik, ihanet ve sınırsız canilik ile eşanlamlı olacak olan Stalin’in önderliğindeki totaliter bürokratik rejim tarafından düzenlenen büyük bir siyasi komplonun sonucuydu.
Lev Troçki ve aralarında Rus Devrimi’nin en önemli önderlerinden birçoğunun bulunduğu destekleyicileri, Ekim 1923’te, Lenin’in yaşamının son döneminde ve başarısızlığa uğrayan 1923 Alman Devrimi’nin ortasında, Sol Muhalefet’i kurdular. Sol Muhalefet’in amacı, Josef Stalin önderliğinde yükselen tutucu ve ulusalcı bürokrasiye karşı, Sovyetler Birliği’nde Komünist Parti politikasını reformdan geçirmek ve Komünist Enternasyonal’de doğru bir çizgi için mücadele etmekti.
Stalin ile Troçki arasında ortaya çıkan çatışma; iki birey arasında kişisel iktidar uğruna öznel bir kavga değil, uzlaşmaz siyasi programlar arasındaki asli bir mücadeleydi. Stalin’in iktidarını pekiştirmesi ve kişilik verdiği bürokratik diktatörlük, Rus Devrimi’nin kaçınılmaz sonucu değildi. Bu durum, uluslararası devrimin ve Avrupa devriminin gecikmesi nedeniyle ekonomik olarak geri ve izole bir işçi devletinin koşullarından ortaya çıkmıştı. Uluslararası alanda devrimci önderliğin siyasi olarak olgunlaşmamışlığı nedeniyle, bir dizi devrimci ayaklanma yenilgiye uğramıştı.
Troçki, Stalinizme yönelik eleştirisinde, Stalinist bürokratların pragmatik ulusalcı manevralarından ölçüsüz derecede daha ileri görüşlü olduğu kanıtlanan bir dünya sosyalist devrimi teorisi geliştirdi. Sol Muhalefet tarafından 1933’e kadar yürütülen mücadele, uluslararası işçi sınıfına yönelik devrimci politikanın en belirleyici sorunlarına odaklandı.
Troçki cinayeti; adı bütün tarih boyunca karşıdevrimci hainlik, ihanet ve sınırsız canilik ile eşanlamlı olacak olan Stalin’in önderliğindeki totaliter bürokratik rejim tarafından düzenlenen büyük bir siyasi komplonun sonucuydu.
Lev Troçki’yi Savunurken kitabı, bu büyük Marksist devrimciye sığınak olmuş ülkede de artık mevcut olacak.
Yetmiş dokuz yıl önce bugün, Rus Devrimi’nin Vladimir Lenin ile birlikte önderi, Kızıl Ordu’nun komutanı ve Dördüncü Enternasyonal’in kurucusu olan Lev Troçki, Stalinist bir katilin saldırısının yol açtığı ağır yaralar nedeniyle hayatını kaybetti.
David North
Troçki’nin tarihsel rolünün Sovyet bürokrasisine neden böylesi zorluklar oluşturduğunu anlamak zor değil. Onun eseri, tüm Stalinist rejime ilişkin, siyasi başyapıtının adı olan İhanete Uğrayan Devrim’de özetlenmiş yanıtlanamaz bir iddianame oluşturuyordu.
David North
1931 ile 1933 yılları arasında Troçki, Alman işçi sınıfının siyasal olarak en bilinçli kesimlerini ve sosyalist entelijansiyayı, faşizmin yarattığı büyük tehlikeye ve bir Nazi zaferinin önlenmesine yönelik birleşik bir proletarya mücadelesinin acil zorunluluğuna ilişkin uyandırmaya çalıştı. Troçki’nin Alman faşizmine dair yazdıkları, yirminci yüzyıl siyasi literatürünün en önemli eserleri arasındadır. Ondan başka hiç kimse, Almanya’daki olaylar ve bunların dünya tarihine etkileri konusunda bu kadar önsezi, isabet ve tutkuyla yazmamıştır.
Lev Troçki’nin 1929’da Sovyetler Birliği’nden sınır dışı edilmesi, bu büyük devrimciyi ve onun SSCB içinde bulunan çok sayıdaki destekçisini susturamamıştı. Troçki’nin Stalin’in ihanetlerini teşhir etmesi, geniş bir muhalefet grupları ağının ortaya çıkmasını teşvik etmiş ve rejim, buna, şiddetlenen bir siyasi baskıyla karşılık vermişti. Rogovin, bu kitabın girişinde şu ufuk açıcı soruyu sorar ve kitapta buna yanıt verir: Neden, Ekim Devrimi tarafından hazırlanan zeminde, Stalinizm gibi bir olgu ortaya çıktı?
Troçki’nin idealleri Marksist düşüncelerin, Bolşevik dünya görüşünün yeniden doğuşu açısından kilit öneme sahiptir.
Profesör Vadim Rogovin tarafından 28 Mayıs 1996 tarihinde Avustralya’nın Melbourne Üniversitesi’nde verilen konferans.
Stalinizmi, Ekim’in devamı değil, ama Ekim’e karşı karşı-devrimci bir tepki olarak kavramak, önümüzdeki devrimci mücadelelere hazırlanmak için can alıcıdır.